DEĞER
Değer, bizi felsefeden etiğe taşır; etik de, değer/ler üzerinde yükselir.
Değerler, uğrunda belli bir bedel ödenen maddî ve manevî “şeylerdir”!. Değerler, bizim için kıymetlidir; çünkü onları elde etmek için emek-zaman veya onlar için can veririz.
Para, değerlidir. Para, kazanılmak için zaman ve emek harcanıyorsa ve o para ile ekmek alınıyorsa; kimse, paranın değersiz olduğunu söyleyemez.
Değerler, maddîden ma’neviye doğru sıralanır, hiyerarşiktir. Para, maddî bir değerdir ama o bizi manevî değerlere de taşıyabilir.
Bilgi bir değerdir; çünkü, kişinin bilerek/bilinçli iş yapmasını sağlar ve onu diğer insanlar nezdinde değerli kılar.
Bir de ağzımıza sakız ettiğimiz millî ve ma’nevî değerler var. Tüm çabamız, bu değerlere uyan veya sahip çıkan nesiller yetiştirmek. Millî kelimesindeki anlam kaymasını daha önce yazmış olmayım. Eskiden millî, dînî idi; bu iki kelime sonradan ayrıldılar. (Şimdilerde kurulan ittifakla birbirlerine yakın duruyorlar ama sanki bu yakınlık sahici değil; millî olan, dînî olana baskın gibi; ama güç, dînî olanda görünüyor; neyse, konumuz bu değil.)
Değerlerdeki hiyerarşi ve uyum, bizi yükseklere, yücelere taşır, ama bir veya bir kaç değere çakılı kalırsak, oradan bir adım yukarı çıkamaz, o değerleri putlaştırır, onları “ilahlarımıza” dönüştürürüz ve onlar için ölürüz. Ama uğruna/uğrunda öldüğümüz veya ölmeyi göze aldığımız değerler, bizleri daha üst değerlere taşıyıcı işlev/iş görüyorlarsa, burada hiçbir sıkıntı yoktur, o değerler için ölünebilir.
Değerlerin ucu, hep/sürekli açık olmalıdır ki, sürekli yol alabilelim, durmayalım, donmayalım, ölmeyelim; “sonsuz ve ölümsüz”! olalım.
Çünkü sonsuzu arzulamak, sonsuzca arzu duymaktır. Bu da sonsuzca arzu duyan ve duyulan B/bir’i/leri/nin, B/bir D/değer’in V/varlığı (= ölümsüzlük) demektir.
Şehitler ölmez.
Yorumlar
Yorum Gönder