FÂİL-İ MEÇHÛL
Fâil-i meçhulde, fiil (= eylem, iş, olay) VAR, ama fâil (= o fiili yapan özne) ortada YOK.
En geniş anlamıyla VAR ve YOK (= Varlık ve Yokluk), felsefenin ana konusu; buna ontoloji deniyor. VAR’ı ve YOK’u (= Varlığı ve Yokluğu) bilmeye de epistemoloji.
Heiddegger’in felsefesi bir Varlık (= ontoloji) felsefesidir; onda, VAR ve YOK (= Varlık ve Yokluk = Hiçlik) birdir ve aynıdır. Tek tek VAR olanlar da, VAR’dan = Varlık’tan ayrı değildir.
Varoluşçular (= Egzistansiyalistler), VAR olma sıkıntısı çeken adamlardır.
VAR olma, gerçekten çook zor bir iştir. Nasıl VAR olunacağını bilmek, hayatî önemdedir; burada epistemoloji (= bilgi, bilme) devreye girer.
VARLIK, sonsuzdur. Bu sonsuz VARLIK’ı bilmek = bilebilmek, sonsuz olmayı gerektirir.
İnsan, sonsuz mudur ki, bu VARLIK’ı bilebilsin ve bu VARLIK içinde kendine “sağlam bir yer” bulabilsin?!.
“Sağlam bir yer” bulma, (VAR) OLMA’dır. Çoğu insan, (VAR) OLMA’dan, ÖLÜR!.
OLMA’dan, ÖLENLER, hem OLAMAYANLAR hem de ÖLEMEYENLER’dir.
ÖLEMEMEK, ÖLMEK’ten çook daha zordur.
OLMAK ise, hem VAR OLMAK hem de ÖLMEMEK’tir, ÖLEMEMEK değil.
Bu, bizlerin buradaki ÖLÜMÜ’ne benzemez. Buradaki ÖLÜM, herkes için kaçınılmazdır. ÖLÜM sonrası (= ötesi) hayatta ise, işler çook daha farklı = çook daha başkadır!.
BAŞKA veya ÖTE ise Levinas’ın ilgi alanına girer.
Son dönemin felsefesi, Heiddegger ile Levinas arasındaki tartışmalarla şekilleniyor. Ben kendimi, Levinas’a daha yakın buluyorum ama Levinas’ta da “büyük boşluklar” görüyorum.
İki filozofun “çatışması” büyük oranda konjonktürel. Biliyorsunuz Levinas, Yahudi. Heiddegger, Alman Nasyonal Sosyalisti ve Nazi üyesi... Heiddegger’de esas olan, VARLIK; Levinas ise VARLIK’ı, kötülük olarak görür, esasa/asla, temele ETİĞİ yerleştirir. Bu, büyük oranda Nazilerin (= Hitlerin), Yahudilere yaptıklarına (dolayısıyla Heiddegger’in felsefesine) bir tepki gibi duruyor.
Bütün akrabaları ölen Levinas, ölümü, bir kurtuluş, ve de yok oluş olarak görmez; sanki (bu sanki’yi ben uydurdum, tahayyül ettim) kendinin ölmemesini ise ‘ölememe gibi’! hayal/tahayyül eder = düşünür.
ÖLEMEME, (bu ve öteki) dünyanın en zor, en acı “şeyi”dir.
“sümme lâ yemûtü fîhâ ve lâ yahyâ” (87/13)
Sonra (= sümme), bu sonra hangi sonra?!. Fîhâ’daki sonra. Fîhâ, orada = ÖTE’ki hayatta, BAŞKA bir hayatta. İşte bu hayatta, onlar ne ÖLEBİLECEKLER ne de YAŞAYABİLECEKLER!.
ÖLEMEMEK ve YAŞAYAMAMAK!.
OLAMAZSAK, ÖLEMEYİZ ve YAŞAYAMAYIZ.
OLMAK nedir?!.
Kul OLMAKTIR.
Biraz karışık veya karmaşık bir yazı oldu, kusuruma bakmayın; bu konu üzerinde tefekkür edin ve okumalar yapın, lütfen. Özkan GÖZEL’in doktora çalışması bu alanda, Levinas üzerine. Bu tez/çalışma, önce ODTÜ’de Prof. Dr. Ahmet İNAM nezaretinde başlamış, sonra Galatasaray Üniversitesinde Prof. Dr. Kenan GÜRSOY ile bitirilmiş. Tez Fransızca ama daha sonra Türkçe olarak da basılmış; KETEBE yayınları basmış, ismi : Varlıktan Başka.
Yorumlar
Yorum Gönder