ŞEFAAT
Şefaatin Hakikati : Sebepler Âlemi, Müsebbib Birliği ve Tevhîd Dengesi
1. Giriş : Şefaat Neden Yanlış Anlaşılıyor?!.
Şefaat meselesi, tarih boyunca Müslümanların zihninde kafa karışıklığı yaratmıştır. Bu kafa karışıklığının temel sebepleri şunlardır :
1. Kozmik düzeni “bürokratik hiyerarşi” gibi görmek.
2. Sebeplerin etkisini bağımsız görmek (gizli şirke düşmek).
Kur’ân ve tasavvuf, bu yanlış anlamaları önlemek için sebebiyet düzenini ve tecellî zincirini ortaya koyar. Şefaat, yalnızca Tevhîd içinde anlaşılabilecek bir rahmet aracılığıdır.
2. Kozmik Düzen : Sebebiyet ve Hiyerarşi
Varlığın mertebeleri bir hiyerarşi ve bürokrasi değil, bir sebebiyet düzenidir. Her varlık, bir üst mertebeden gelen tecellîyi yansıtır; bağımsız bir güç sahibi değildir. Kur’ân bu düzeni şöyle ifade eder :
"Sebepler çoktur; fakat onlara etki veren Sebep yalnızca Bir’dir." (Müsebbibü’l-Esbâb)
Bu prensip, şefaatin mertebeler arası geçiş işlevi olarak anlaşılmasını sağlar. Şefaat, çokluk âlemindeki bir aracıdır; fakat Gerçek Güç, Tek Müsebbib’e aittir. = "Lâ Havle ve lâ Quvvete illâ Billâh."
3. Varlığın Mertebeleri ve Tecellî
Tasavvufî düşüncede varlık, mertebeler hâlinde değerlendirilir. Bu mertebeler birer makam değil, tecellî yoğunluğudur.
1. Zât (Mutlak) – Mutlak Fâil ve Hakikî Güç Kaynağı.
2. Sıfatlar – İlâhî nitelikler, Rahmet ve Âdaletin prensipleri.
3. Esmâ ve A’yân-ı Sâbite – Hakikatler ve İsimlerin tecellisi.
4. Emr Âlemi – İzin ve takdir âlemi; “Kün!” düzeyi.
5. Melekût – Meleklerin işleyişi; tecellî kanalları ve prosedürler.
6. Mülk (Fiil ve Şehâdet Âlemi) – İnsan ve fizik âlemi; şefaatin fiilen görüldüğü düzey.
Şefaat, bu mertebeler zincirinde Emr âleminden Mülk âlemine doğru bir akış işlevi görür.
4. Şefaatin Tanımı ve İşlevi
Şefaat, Tevhîd bağlamında şöyle tanımlanır :
"Daha yüksek idrak ve tecellî mertebelerinden, daha alt idrak ve tecellî mertebelerine rahmet ve kolaylaştırma akışı sağlama işlevi."
Özellikleri :
- Fâil : Allah.
- Vesile : Şefaatçi veya Rehber.
- Fayda bulan : Kul.
Şefaat, bir aracılık ve merhamet işlevidir, bağımsız güç üretmez. Mertebeler arasında perdeyi inceltme ve ilâhî tecelliyi görünür kılma mekanizmasıdır.
5. Şefaatin Olmadığı Yerler
Şefaat :
- Zât ve Sıfatların Kendisinde yoktur.
- Bir ilâh oluşturmaz.
- Şefaatçiye tapmak değildir.
- Kozmik bürokrasi gibi işlem görmez.
- Günahı garantiyle bağışlayan bir yöntem değildir.
Şefaatin yanlış anlaşılması, şirke düşme riskini bünyesinde barındırır.
6. Şefaatin Tevhîde Uygun Olması : “Sebep Çok, Müsebbib Bir”
Ana ilke :
- Sebepler veya efaatçiler : Rehberler, Melekler, Velîler, hocalar, arkadaşlar, ... çoktur.
- Müsebbib Bir’dir : Etki Fâil yalnız Allah’tır.
Bu ilke sayesinde :
- Şefaatçi → vesiledir.
- Etki → Allah’tan gelir.
- Tevhîd → bozulmaz.
- Şirk → önlenir.
Bir aynayı Güneş sanmayacağınız gibi, şefaatçileri de fail olarak görmememiz gerekir.
7. Şefaatçiyi İlâhlaştırma Riskini Önleme Yöntemleri
Risk, şefaatçinin etkisini bağımsız güç sanmakla doğar. Bunu engelleyen üç temel ilke vardır :
1. Şefaatçi fail değil, vesiledir.
2. Şefaat yakınlığa dayanır, makam ve hiyerarşiye değil.
3. Şefaatçi seni kendine değil, Allah’a götürür.
(Kişiye Allah'ı unutturan aracı veya şefaatçi, kendini ilâh yerine koyar. Bu kişi de, her derdinin çaresini bu aracıda veya şefaatçide görürse, o da o kişiyi ilâhlaştırmış olur.)
Bu ilkeler, şefaatin Tevhîde uygun bir şekilde anlaşılmasını sağlar.
8. Sonuç: Yol Çok, Hedef Bir
Şefaat meselesi, çok katmanlı ve tecellîye dayalı bir konudur. Özetle :
- Yol çeşitlidir, rehber ve vesile çoktur; şefaatçiler, kişilerin düzeylerine göre çok farklı olabilir.
- Ama Müsebbib, yani Gerçek Fâil, her zaman Bir’dir.
- Şefaat doğru anlaşıldığında Tevhîdin içinde bir rahmet kapısıdır; yanlış anlaşıldığında ve yanlış uygulandığında ilâhlaştırma ve şirke düşme riski kaçınılmaz olur.
Bu dengeyi korumak, insanın şefaat anlayışında zihinsel berraklığı ve Tevhîdi = Lâ ilâhe illa-l Allah ilkesini sağlam tutmasıyla mümkündür.
Yorumlar
Yorum Gönder