KULLUK, ÖZGÜRLÜK VE TEELLÜH

KULLUK, ÖZGÜRLÜK VE TEELLÜH

(Modern İnsanın En Büyük Yanılgısı)

1. İnsan, Kendisini Kimin Kullanımına Açacak?!.

İnsan doğası gereği bağımsız bir varlık değildir. Nefsiyle, arzularıyla, korkularıyla, toplumla, güçle, parayla veya Rabbiyle ilişki kurar.

Bu ilişkilerden hiçbiri nötr değildir; hepsi insan üzerinde bir hakimiyet biçimi oluşturur.

Bu yüzden insanın en temel sorusu şudur : Ben kendimi kimin kullanımına açacağım?!.

Kulluk (kullanım) kaçınılmazdır; asıl mesele kime kul olunacağı, kulun kimin tarafından kullanılacağıdır.

2. Kulluk, Zül Değil, İnsan Farkındalığının Zirvesidir

Modern özgürlükçüler “kul” kelimesini tarihsel kölelikle karıştırarak değersizleştirir ve istismar ederler. Oysa Kur’an’daki abd/kul, siyasî kölelik değil; insanın varlık pozisyonudur.

Kur'an'a göre kul :

  • Varlığını kendinden bilmeyen,
  • Kudretini ilâhlaştırmayan,
  • Sınırını fark eden,
  • Kendini doğru merkeze bağlayan insan demektir.

Kulluk zilletin değil; aksine haysiyetin, ızzetin adıdır.

Allah’a kul olan kimseye, başka hiçbir güç dokunamaz.

3. Kulluk, İradeyi Yok Etmek Değil, İradeyi Merkeze Yerleştirmektir

Özgürlükçü söylemin yanılgısı şudur : “Kul olan, iradesini kaybeder.”

Oysa gerçek tam tersidir.

  • Nefsine kul olan kişi, arzularının kölesidir.
  • Hırsına kul olan kişi, kendi iç karanlığına hizmet eder.
  • Toplumun baskısına kul olan kişi, istikametini kaybeder.
  • Paraya, güce, şöhrete kul olan kişi, kendini tüketir.

Allah’a kul olan ise bütün bunlardan kurtulur.

Kulluk iradeyi bitirmez; aksine iradeyi güçlendirir.

Bu yüzden kulluk, muharremdir, muazzezdir.

4. İhram, Kulluğun Temsilî Değil, Hakikî Biçimi

Hacdaki ihram da iki parça beyaz kumaş değil; insanın öz ve temiz hâlidir.

İhram :

  • İncitmemedir : İhramlıyken ne bir canlıyı öldürürsün, ne bir otu koparırsın, ne de bir kalp kırarsın.
  • Arınmadır : İhram, beyazlık, Kuddûs isminin kalpte açılmasıdır.
  • Eşitliktir : İhramdaki insanlar farklı değildir; Rabbin Huzurunda herkes aynıdır.

İhram, kulun Rabbine açılmasıdır.

Bu hâl günlük hayata taşındığında "iç ihram" oluşur.

5. Tecellî : Rabbin İnsanda Görünen Yüzleri

İnsan nefsini geri çektiğinde, Rabbin İsimleri onda görünmeye başlar :

  • Rahmân → İncitmemek.
  • Kuddûs → Arınmak.
  • Adl → Denge.
  • Rabb → Terbiye.
  • Kerîm → Yüceltilmek.
  • Mürîd → Doğru yöneliş.

Kul, bu tecellîlerin taşıyıcısıdır. Yani kulluk, insanı küçültmez; aksine yükseltir.

6. Modern Özgürlükçülük, Teellühün İncelmiş Bir Türüdür

Teellüh  (تأله), ilâhlık iddiasında bulunmak, demek. 

Gelelim meselenin düğümüne.

Modern özgürlükçü zihin, bir noktada şöyle der :

  • “Kendimi kendim belirlerim.”
  • “Kimse bana hükmedemez.”
  • “Değerin kaynağı benim.”
  • “Üst otorite kabul etmem.”
  • “Sınır tanımam.” 

Bunların hepsi - farkında olmadan - ilâhî sıfatlardır ve teellüh iddiasıdır.

Bu nedenle modern birey, ontolojik olarak şunu iddia eder :

“Hayatımın mutlak sahibi benim.”

Bu iddia, tasavvuf dilinde teellüh, yani kendi kendini tanrılaştırma girişimidir.

İnsan, kendini yaratmamıştır; fakat modern birey “kendi kendine rablik etme” hayaline kapılır. İşte bu hayal :

  • antik putperestliğin modern versiyonudur,
  • egonun tanrılaştırılmasıdır,
  • özgürlük zannı altında gerçekleşen en büyük köleliktir.

7. Kulluğun reddi, Teellühün kabulüdür

İnsan :

  • ya Allah’a kul olur,
  • ya nefsine, arzusuna, güce, tağuta, ideolojilere kul olur.

Ortada “nötr bir bölge” yoktur.

Bu yüzden Kur’an der ki : “Sadece Allah’a kul olun ve tâğuta kulluktan sakının.”

Çünkü Allah’a kul olmayı reddeden, başka bir şeye otomatik olarak kul olur.

Ben, beni yaratana ve yaşatana, bana benlik ve kimlik verene kul olmazsam, O'nu ilâh olarak görmezsem, kime kulluk yaparım?!.

Ya kendime/nefsime ya da benim gibilere. Bu bana şeref/ızzet değil, zillet verir.

8. Gerçek Özgürlük

İslâm’ın özgürlük anlayışı şudur :

“En büyük özgürlük, yalnızca Allah’a kul olmaktır.”

Çünkü Rabbine bağlanan kişi :

  • nefsine esir olmaz,
  • topluma göre şekillenmez,
  • hazlarının oyuncağı olmaz,
  • paranın kölesi olmaz,
  • egonun putuna secde etmez.

Kulluk, özgürlüğe giden tek kapıdır.

Teellüh, özgürlüğün öldüğü yere verilen addır.

Son Söz :

Özgürlükçüler kul kelimesini istismar eder; çünkü kul deyince “boyun eğen” insanı hayal ederler.

Oysa hakikat şudur : Kul olan eğilmez; yalnız Yaratan’a eğilir. Bu yüzden kul olan insan, değersiz varlıklara (sahte ilâhlara) köle olmayan insandır.

Ve insanın tüm haysiyeti buradadır : Doğru merkeze bağlanan kul, sultan olur; yanlış merkeze bağlanan, sultan bile olsa köle olur.

Yeniden, aşk ile "lâ ilâhe illâllah." 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ