DOĞRU YOL = SIRÂT-I MÜSTEQÎM

TEK MERKEZ – ÇİZGİ – YOL

Fâtihâ, Ahzâb 56 ve Şeytanın Dört Yönden Gelişi Bağlamında Bir Modelleme

1. Giriş : Merkez ve Çizgi İlişkisi

Bir geometrik şekil, farklı uzunluklarda birçok çizgiden oluşabilir.

Bu çizgiler tek bir merkezden geçerse, şekil ne kadar karmaşık görünse de bütünlüklüdür.

Eğer çizgiler farklı merkezlerden geçiyorsa veya hiçbir merkez yoksa, ortaya çıkan yapı düzensiz, formdan yoksun ve “şekilsiz”dir.

Bu metafor, Kur’an’ın “yol” (= sırât) kavramının anlaşılmasında şaşırtıcı derecede isabetlidir.

Kur’an’a göre :

Doğru yol, tek bir merkeze hizalı çizgilerin kümesidir.

Sapma, çizginin merkeze olan hizasını kaybetmesidir.

Kasıtlı sapma (= mağdûb), çizginin merkeze karşı bilinçli isyanıdır.

Kaybolma (= dâllîn), çizginin merkezin nerede olduğunu bilmeden sağa-sola savrulmasıdır.

Dolayısıyla sırât, teknik bir “yol” değil; varlığın merkeze göre hizası/hizalanmasıdır.

2. Tek Merkez : Hakk ve Hudâ

Kur’an’da “merkez” : “hakk, hudâ, furkân, mîzân, vahy” gibi kavramlarla temsil edilir.

Haktan gelen ölçü olmadan bir çizginin doğru-yanlış, düz-eğri, yakın-uzak olup olmadığını tespit etmek mümkün değildir.

Bu nedenle “biz kimin doğru yolda olduğunu nereden bileceğiz?” sorusunun cevabı : Kesin yargı Allah’a aittir; çünkü Merkez yalnız O’ndadır, şeklinde olmalıdır.

Biz yalnızca çizginin yönünü ve karakterini gözlemleriz.

3. Fâtiha’nın Yol Tipolojisi

Fâtiha, tüm insanlığı Merkeze göre üç temel çizgi tipi ile tanımlar :

(1) En’âmte aleyhim → Merkeze yönelen çizgi : merkezle uyumlu, istikameti doğru.

Nimet: Hizanın içsel açıklığı.

(2) Mağdûbi aleyhim → Merkeze bilinçli karşı çıkan çizgi, yönü kastî olarak ters.

Kibir ve bilinçli isyanın çizgisi.

Bu, düzeltici işaretleri bile bile reddetme hâlidir.

(3) Dâllîn → Merkezin nerede olduğunu bilmeyen çizgi : Yönü rastgele. Bilgisizlik, şaşkınlık, karanlık. Sapma var ama kasıt yok.

Bu üç kategori, yukarıdaki geometrik metaforla tam uyumludur :

Hiza → Hidayet.

Bilinçli ters yön → Gazab.

Merkez kaybı → Dalâlet.

4. Şeytanın “Sırât-ı Müstakîm Üzerine Oturması”

Kur’an’da şeytan : “Senin doğru yolunun üzerine oturacağım” der. (7/16.) =  لَاَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَق۪يمَۙ

Bu şaşırtıcı bir cümledir; çünkü bu, şeytanın : Yoldan dışarıda değil, yolun tam üzerinde konumlandığını gösterir.

Bu nedenle “yol üzerinde olmak” yeterli değildir; istikâmetin doğru olması da gerekir.

Ayrıca şeytanın dört yönden yaklaşması : Ön → gelecek; arka → geçmiş; sağ → değerler (iyilik alanı); sol → dünyevîleşme (menfaat alanı) anlamına da gelir.

Bu dört yön, çizginin her yerel noktasından “eğrilme potansiyeli”dir.

Şeytanın gücü merkeze değil, yalnızca çizginin yönüne etki eder.

5. Ahzâb 56 ve Salâtın Hiza Düzeltici İşlevi

“Allah ve melekleri peygambere salât eder.”

Bu ifade, sırât metafiziğinde şöyle karşılık bulur :

Allah’ın salâtı → merkezin çizgiye “doğrultma sinyali” göndermesi.

Meleklerin salâtı → o çizgiyi merkeze hizalayan destek.

Mü’minlerin salâtı → merkeze yönelme eylemi, çağrıya cevap.

Salât böylece bir hiza ayarı, bir yol tutma pratiği, bir istikâmet düzeltimidir.

Hidâyetin süreklilik kazanmasının yolu, salâttır.

6. Biz Kimin Doğru Yolda Olduğunu Nasıl Bileceğiz?!.

A. Kesin hüküm veremeyiz. Çünkü kesin ölçüm merkezden yapılır; Merkez ise Allah’tır.

B. Ama çizginin yönünü ve karakterini görebiliriz. Bir çizgi merkeze doğru mu gidiyor, merkezi mi reddediyor, merkezi hiç bilmeden savruluyor mu?!.

Bu üçü arasında ayrım yaparız.

C. Davranış (amel) çizginin görünen izdüşümüdür.

Çizginin iç yönelimi görünmez, ama ameller, hattın dış yüzeydeki şeklidir.

Adâlet → hizanın işareti.

Merhamet → merkezle uyum.

Fesat → merkezden uzaklaşma.

Kibir → çizginin kendisini merkez yapması.

Zikir → merkezin çağrısına yönelme.

Salât → hizalanma.

Sonuç : Biz çizginin mesafesini bilmeyiz, ama yönünü ve eğrisini tanıyabiliriz.

Asıl ölçü ise yalnız Allah’a aittir.

7. Bütünlük : Sırât bir yol değil, bir hiza ilişkisidir

Sırât-ı müstakîm, düz asfalt yol gibi bir yol değildir, o merkeze göre doğruluk ilişkisidir.

Merkeze hizalanmış çizgi → doğru.

Merkezden uzaklaşan çizgi → sapma.

Merkeze karşı yönelen çizgi → gazap.

Merkezin farkında olmayan çizgi → dalâlet.

Merkezin çağrısı → salât.

Merkezle bağlantı → hidayet.

Hizalı ve doğru çizginin düşmanı → şeytan (yol üstündeki eğriltici).

Bu sistem, bence, insanın varlık içindeki konumunu matematiksel (= geometrik) kesinlikte açıklayan bir çerçeve sunabilir. Elbette daha iyi modeller (modellemeler) de geliştirilebilir; benim gücüm bu kadarına yetiyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ