ULUSAL EGEMENLİĞİ YENİDEN DÜŞÜNMEK

Özellikle de Gazze’den sonra.

Gazze, ulusal egemenliklerimizi (= bağımsızlıklarımızı) yeniden düşünmemize imkân verdi. 

Dünyada 200 küsur, ulusal devlet var; bu devletler, gerçekte bağımsız değiller; küresel güçlere göbeklerinden ve zihinlerinden bağımlılar/bağlılar.

Göbeklerinden bağlılar/bağımlılar; çünkü, midelerini o küresel güçler dolduruyorlar. Bakın piyasadaki (= market ve pazarlardaki) ürünlere : arabadan, elektronik aletlere, gıdadan giyime... hepsi, küresel sermayenin (= şirketlerin) ürünü, değil mi?!. Bakın okutulan kitaplara, müfredatlara... hepsi, küresel, seküler düşüncenin ürünü, değil mi?!.. Ortada, çook bilinçli, çook sinsi ve çook gizli bir plan var ve bu plan, küresel ölçekte her millete, her devlete dayatılıyor ve uygulanmak isteniyor. Kültür-sanat, edebiyat, medya (film ve internet dahil), ticaret ve siyaset bu plan için kullanılıyor.

Bu plan, bir kaç ülke eliyle uygulanıyor gibi görünse de, aslında bu ülkeler de birer maşa, birer taşeron; esas şeytanî güç/ler, kendi/leri/ni gizliyorlar. Diğer ülkeler de bu şeytanî güce/güçlere teşneler; bizler de onlar gibi olsak diye can atıyorlar; güya, düşmanın silahları ile silahlanıyorlar. Oysa düşman, onları kullanıyor; kullanılmak istenmeyenleri de kılıçtan geçiriyor, geçirtiyor (= öldürüyor)!.

...

Pekiî, çare/çözüm ne?!. Önce, (çağdaş) düşmanı (şeytanı) tanımak ve onu düşman bilmek; onunla iş ve güç birliğini reddetmek, kesmek. = “Lâ ilâhe illâ-l Allah.” demek. Şeytanı azılı bir düşman bilmek, ve yalnızca Allah’a ibâdet (= kulluk) etmek. (Bknz. Yasin, 50-51)

Allah’ın egemenliğine = sadece Allah’a kulluğa “evet” demeyenler, şeytanların egemenliğine evet derler, onlara boyun eğerler, kul olurlar ve onlarla iş tutarlar. Şeytanlarla iş tutanlar, kalben “Lâ ilâhe illâ-l Allah.” diyenleri de düşman bilirler, onları öldürürler veya onların öldürülmeleri karşısında ‘dilsiz şeytan rolünü’ oynarlar (= sessiz kalırlar) veya onların öldürülmelerine “dolaylı”! destekler verirler.

Ne gibi?!. Öldürenlerin malını satın alıp tüketerek = onlara dolaylı yollardan para desteği vererek. = Öldürenlere maddî-manevî lojistik destekler vererek. İki tarafı da küstürmek istemeyenler ise, münafıkça davranırlar. Ama onlar, ne İsâ’ya ne de Mûsâ’ya yaranabilirler; sadece kendilerini ve kendileri gibi olan aptalları/ahmakları kandırabilirler. Yarın, sînelerinin özü (= gizli sırları) açığa çıkınca da yerin dibine girerler, girecekler.

Küreselleşme ile ulusal egemenlikler, kâğıt üzerindeki bir egemenliğe dönüştü. Bugün dünyayı, küresel egemenler (= şirketler ve onların sahipleri) yönetiyorlar. Bizim ürettiğimiz ürünleri kullanacak (tüketecek), bizim silâhlarımızla bize düşman olanları vuracaksınız; eski Firavunlar gibi, istersek, sizi, biz yaşarırız, biz öldürürüz, diyorlar. 

Öldürülmekten veya ölmekten korkanlar, bu güçlerle mücadele edemezler.

Mücâhid ve mübarek Gazze’liler (= Haniye’ler, Sinvar’lar) bize, ulusal egemenliklerin kağıttan birer kale/kule olduğunu öğrettiği kadar, öldürülmekten veya ölmekten korkmamak gerektiğini de öğrettiler, öğretiyorlar.

Şimdiye kadar öğrendiklerine rağmen, öğrenebilenlere  ne mutlu!.

Selâm olsun onlara. Umut onlarda.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK