NEFES & NEFİS
Nefes, nefes (soluk) alıp-verme. Nefis/nefs, nefesin (soluğun) sahibi olan kişi.
Nefes, havadır. Hava ise, içimizde esen rüzgârdır, rîyhtır; dışarıdaki rûhun/rîyhın (= havanın) içeri çekilmesi/alınması-verilmesi, üflenmesidir.
“Onu = topraktan (= balçıktan yarattığım insanı) biçimlendirip şekillendirdiğimde Ruh’umdan ona üfledim. = feizâ sevveytühů ve nefahtü fîhî min Rûhî...” (15/29)
Yaşayan herkeste O ruh (O nefes) var. Bazılarında (= Elçilerde) ise, O ruh (O nefes), çook güçlü. Onlara ekstra/taqviye Ruh veriliyor. = Onlar, ekstra bir Ruh’la (= Cebrail ile) taqviye ediliyor, destekleniyor, güçlendiriliyorlar.
Kâinatta bu Rûh’un bir çoook katmanı var. En güçlülerine, vahiy getiren/indiren Cebrail deniyor; Onun aşağısında, ilham (= esin, sezgi, inspiration) getirenler; fikir/düşünce üretenler; rüzgâr estirenler, vs... var.
“Nefesi güçlü/kuvvetli olanlar”, (üfürükçüler değil) güçlü/kuvvetli nefes alanlar ve verenlerdir.
Nefes almanın ve vermenin farkında olarak nefes alırken de verirken de dikkatli (= uyanık) olarak, o nefesin asıl Sahibine (= bize üflenen Ruh’a = Allah’a) şükretmemiz = teşekkür etmemiz gerekiyor.
“Halk içinde mu’teber bir nesne yok, devlet gibi;
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.” Kanûnî.
En büyük devlet, sıhhat. Sıhhat yoksa, hiçbir şeyin tadı da yok.
Sıhhat, temiz ruh ve temiz nefestir. Sıhhatin bozulması, ruhun/nefesin bozulması (= kirlenmesi) veya temiz (= sağlıklı, doğru-dürüst) nefes alıp-veremedir.
Rabbimiz Allah bize (= bizim fıtratımıza), “Temiz Nefes’ini” üfledi ama biz O Nefes’i (= ruhu/rîyhı) kirlettik.
Nefesimiz (= ruhumuz/rîyhımız, havamız) ne kadar temiz olursa, Allah’a o kadar yakın oluruz, ve elimizden, dilimizden (= ağzımızdan) temiz işler (kelimeler, sözler, temiz nefesler) çıkar.
Kapitalizm, havamızı, suyumuzu ve toprağımızı (= bizi = doğamızı) kirletti; sadece ateş/imiz kirlenmedi!. Bu kirliliği de ancak ateş (= nâr = cehennem) temizleyecekmiş gibi görünüyor!.
Ateş de su gibi temizler ama yakarak!. Eskiden iğneler, ateşe tutulurdu. Kalbi demir/taş gibi katı olup kirlenenleri (= paslananları) ateş, çok daha iyi, çok daha çabuk temizleyecek.
Kirli nefes, nefse (= kişiye) zarar verir.
Zehir soluyoruz!.
Nefesimiz ve nefsimiz kirlendi.
Sözün özü/özeti şu : Rabbimiz olan Allah, bizi yarattığı toprakla suyu kararak çamur (= balçık) hâline getirdi, onunla bedenimizi yarattı; bedenimize de Ruh’undan (= Nefes’inden = Nefs’inden) üfleyerek bize can verdi. Nûr’u ile (= Vahyi/Rûh’u/Kur’ân’ı ile) de bizi aydınlattı; aydınlanmayanları da Nâr’ı ile yakacak!. (Nâr ile Nûr, aynı kök. = نار نور/ ; aradaki fark : Vav ve Elif; med harfleri.)
O, Rûh’unu üzerimizden çekince de ölüyor, tekrar toprak oluyoruz. Rûhu temiz olmayanlar = kendilerine üflenen temiz rûhu (= fıtratı) kirletenler, yanacak!, ateşle temizlenecekler; bu kesin.
Yorumlar
Yorum Gönder