ZOR İLE KOLAY

Bu hayat zor. Bu soru zor. Bu devirde Müslümanca yaşamak zor...

Evet zor. Her şey kolay olsa, hayat sıradanlaşır. Bu hayatta, zorluk kolaylıkla; kolaylık da zorlukla var. Hayatın anlamı (= aurası, sırrı) burada, zora talip olmada!.

“feinne mea-l usri yüsra. İnne mea-l usri yüsra.” (94/5-6)

Zorluk, sıkıntıdır; kalbin/gönlün daralmasıdır; insanın üzerindeki koca bir yüktür. (94/1-3)

Zorluğa talip olmak, cesaret; zorluğun üstesinden gelmek, başarmak ve rahatlamaktır. (94/4)

Salt rahatlık da salt kolaylık da insana sıkıntı verir. Öyleyse, rahatladığında yorul. “feizâ ferağte fensab.” (94/7)

Tüm zorluklarının ve kolaylıklarının hedefi, Rabbine rağbete dönüşsün. “ve ilâ rabbike ferğab.” (94/8) Aksi hâlde zorluklar da kolaylıklar da seni boğar, sıkar, mahveder.

Her şey kolay olsa, herkes aynı olurdu ve bu aynılık, insanı bunaltır, bunalıma sürüklerdi. Seçim (= seçilme), zorluklarla mücadele ile olur ama yine de Merhametli Rab, bu dünya hayatında hep/sürekli zorluk yaratmamış; zorlukları ve kolaylıkları birbirinin peşine (= peş peşe, ardışık) koymuş, ulamış. Sürekli zorluğu (= cehennemi) ve sürekli kolaylığı (cenneti) ise, öteye bırakmış ve insanı “kutsal bir yarışa”! sokmuş. Bu yarışın başlangıcı herkes için eşit; aynen uzun maraton koşusuna benziyor. Kimi, 100 metrede, zor diye yarışı bırakıyor; kimi, yarışın sonuna (ölümüne) kadar koşuyor. Sonuna kadar koşanlar (= koşmayı göze alanlar), gücü kendilerinde arayanlar değil, Rablerine güvenenler.

Yarış (= hayat) boyunca her ânımızda ne olacağını (= başımıza nelerin geleceğini) bilseydik, güvene (= imana) ihtiyacımız olmazdı. Güven, bilgi eksikliğinden mütevellittir (= hâsıl olur, doğar). Her şeyi bilsek, bizim için her şey kolay olur; ortada hiçbir zorluk ve öngörülemezlik kalmazdı.

...

Modern bilim, hayatı kolay kılmak için var, ama bu bilim ne kadar çok kolaylık (= araç, teknoloji) üretse de, hayat (= Allah), onun karşısına yeni zorluklar çıkarıyor, çıkaracak.

Bacon, “bilgi güçtür.” demişti. Bu güç, ne kadar uğraşırsa uğraşsın, hayatı kolay kılamıyor; hayat (= Allah), insanın önüne yeni zorluklar çıkarıyor; “anlam zorluğu” bunların başında geliyor.

Modern insan, her şeyden önce “anlam zorluğu” ile boğuşuyor. Bu zorlukla baş edemeyenler, önce depresyona (= bunalıma) düşüyor, sonra da intihara teşebbüs ediyor. Çünkü, onların Rabbe rağbetleri yok.

Hayata anlam veren, Rab’dir. O, abes (= saçma, absürt) iş yapmaz. 

“Yoksa, sizi boşa/boş yere (= abesen) yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi düşünüyor/hesap ediyorsunuz?!. (= efe hasibtüm).” (23/115)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK