HAKLI OLMAK & GÜÇLÜ OLMAK

Haklı olmak, her zaman güçlü olmak; güçlü olmak da her zaman haklı olmak anlamına gelmez/gelmiyor.

Filistin haklı, ama güçlü olmadığı için daha çok haksızlığa (= zulme) uğruyor.

Haklılık, güçsüzlükle birleşince, öfke doğuruyor; bu öfke de haklıyı haksız duruma düşürüyor. 

Filistin meselesinin 60-70 yıllık tarihine baktığımızda %99 Filistin haklı; ama meseleyi 7 Ekim 2023’le başlatırsak, İsrail haklı!. 7 Ekim 2023, Filistin’in, pardon Kassam Tugaylarının 70 yıllık öfkesi. Bu öfke, “güçlü İsrail’i” haklı duruma düşürdü ve Filistin halkına üç aydır sürekli öfke kusmasına yol açtı.

“Öfkeye öfke. Kana kan. Dişe diş...”

Haklı, güçsüzse sabreder. Sabır, öfkeyi yenmek ve Allah’tan güç elde etmek için gayret etmektir.

Haklı, akıllı olmak, akıllı hareket etmek zorundadır; haklının, haksız güçlüye fırsat vermesi kendi aleyhinedir.

Haklı, güçlü olana kadar sabreder, sabretmelidir. Bu sabır, aslâ bir sinme değil, bilenmedir. Haklı, ancak güç elde edince = güçlenince, haksızın karşısında durabilir ve hakkını savunabilir. Bu, bu savaşta (Gazze-İsrail Savaşında) görülmüştür.

Filistin, Batı Şeria ve Gazze’den müteşekkildir. Gazze (= Kassam) savaşırken, Batı Şeria (= Mahmut Abbas) sessiz. Kassam’a en yakın olduğu söylenen Lübnan Hizbullah’ı sessiz. (Kassam Sünnî, Hizbullah Şiî imiş!.) Arap Dünyası sessiz. İslâm Dünyası sessiz. Hepsi yetersiz.

Niye?!.

Güçsüzler. Kendi aralarında bölünmüşler. Güçlüler onları düşman görmüşler; ve mezheplere ve devletlere bölmüşler.

Haklılar bölünmemeli, birbirlerine düşmemeli, güçlenmeli!; yoksa, haksızlığa dur diyecek kimse kalmaz, kalmadı, kalmıyor.

...

Bu durum, bireysel ve toplumsal hayatımız (= kişisel ve toplumsal meselelerimiz) için de geçerli.

Haklının kendini haksız duruma düşürecek işler yapması, kendi aptallığıdır; haklı, haksızın daha çok haksızlık yapmak için fırsat kolladığını bilmeli ve ona bu fırsatı vermemelidir. Sabredilmeli ve adâletin sağlanması için güç elde edilmelidir. Haklı da güç elde edince öfke ile hareket ederek adâletten saparsa, bu, gücün adâletine (= intikama) dönüşür.

Mutlak hakkâniyeti = adâleti, sadece Hakk sağlar. O, hak ve güç dengesini çook mükemmel kurar.

“Biraz mazlumiyet”!, iyidir.

Tam hakkımı alacağım diye zâlim olma tehlikesi var.

Tam adâleti Hakk’a bırakmakta büyük fayda var.