SINAV & DENEME & İMTİHAN
Herhalde hayatında hiç sınava (= imtihana) girmeyenimiz ve hazırlanmayanımız yoktur. Çoğumuz için büyük sınav, üniversite sınavıdır. Bu sınava hazırlanmak için dershanelere gideriz, gönderiliriz. Bu sınavdan önce seviyemizi bilmek = belirlemek için biiir sürü deneme sınavına da gireriz.
Aslında büyük sınav, hayatın kendisidir. Hayatın içinde karşılaştığımız her bir olay (= buluşma ve ayrılma) da bu sınavın deneme sorularıdır. Bu sorulara (= karşılaştığımız olay ve durumlara) verdiğimiz cevapların toplamı da, --- ki hayatın toplamıdır = hayattır, --- hayat sınavımızın sonucunu belirler. = belirleyecektir.
Pekiî, bu sınavda soruları doğru yapıp-yapmadığımızı nasıl ve nereden bileceğiz?!.
Bu soruyu iki şekilde cevaplayabilirim :
1. Sınava hazırlıkla. Bu, doğru bilgi ve temiz vicdan ile mümkündür. Bilindik anlamda bilgimiz olmasa bile, temiz vicdan (= içten inanma, saf kanaat, iyi niyet), büyük oranda bizi tatmin eder.
2. Sorunun en doğru cevabını Allah (c.c.) bilir (ve bildirir).
Hayatın içinde karşılaştığımız her bir olayın (= buluşma ve ayrılmanın) sonucunda verdiğimiz tepki (= eylem = cevap), sınav kağıdımızın = amel defterimizin ya sol yanına (= yanlış cevap olarak), ya da sağ yanına (= doğru cevap olarak) yazılır. Hayatımızın sonunda da bunlar toplanır-çıkarılır; hangisi ağır (= çok) gelmişse, ona göre sınav sonucumuz açıklanır = belirlenir.
Allah (c.c.), bu hesabı yaparken aslâ yanılmaz; bizim içinde bulunduğumuz duruma (= psikolojik, sosyal, ekonomik, siyasal vb. şartlara) göre hesabını “tam” yapar, sonucu doğru şekilde ve doğru yere (= tarafa) yazar = yazdırır = kirâmen kâtibîn. O, bizim neyi, neden yaptığımızı en iyi, en güzel şekilde bilir; O, kişinin sînesinin özüne (= niyetine) de hâkimdir.
Kişi, sınavı (= hayat sınavını) geçmek istiyorsa, her yaptığını (= sözünü, eylemini/davranışını), “ibâdet eder gibi”! yapmalıdır.
Hayatını ciddî = hayatî bir sınav (= ibâdet) olarak görenlere selâm olsun, ne mutlu onlara!. Onlar, sonuçlar açıklandığında “selâm-ün aleyküm, tıbtüm!” (hıtâbı) ile karşılanacaklardır. (Bknz. 39/73.)
Yorumlar
Yorum Gönder