SOYUT & SOMUT
Somut : Gözle görülen, elle tutulan, maddî.
Soyut : Gözle görülmeyen, elle tutulmayan, zihnî, manevî.
İkisi arasındaki ilişki üç şekilde olur.
1. Soyutu somutlamak.
2. Somutu soyutlamak.
3. İkisi arasındaki ilişkiyi/bağı koparmak.
Sevgi soyuttur; onu somutlamak, sevdiğimiz biri üzerinden mümkün olur. Sevdiğimiz biri somuttur; soyut sevgiye onun üzerinden ulaşırız. İkisi arasındaki bağı kesmek ise, sevgiyi de sevdiğimizi de bilmemektir.
Konuyu dine de taşıyabiliriz. Yaşanmayan din soyuttur (= kuru bilgidir); din, dini yaşayanlar = dindarlar (= dînî hayat) üzerinden somutlanır. (= hayat olur.).
Tanrı’nın soyutluğu da böyledir. SOYUT Tanrı, O’na inananlar üzerinden somutlanır!. Her inanan, kendi Tanrı’sını (= O’nu) kendi hayatında somutlar!.
Tanrı’sız hayat, bayat; çünkü donuk, ölü.
Somutu soyutlamak, kemâldir.
Soyutu somutlamak, izmihlaldir.
Din, soyuttan (bizim somut düzeyimize = hayatımıza) somuta iner. = soyutu somutlar, buna da inzal (= inme), der. Bu inzal (= iniş), bizi yukarı (= kemâle) çıkarmak içindir; çıkmak (= yükselmek) istemezsek, yerimizde sayarız; daha aşağı batanlar da var. Bizdeki beden-ruh ikilemi (= dikotomisi = çatışması), sırf bu yüzdendir; bunun bir diğer adı da taqvâ ve fücurdur.
Yorumlar
Yorum Gönder