KURBAN KESMEK ve TIRAŞ OLMAK

Kurban kesmek, kurbanlık bir hayvanı (koyun, keçi, inek, tosun, düve ve deve) kesmek; tıraş olmak da saçı-sakalı kesmektir.

Hac ve umrede, ihramda iken ve “orada” (= mehılle) kesilen kurbanlar “yerine”! gidene kadar = “hattâ yeblüga-l hedyü mehıllehû” (2/196) tıraş olmak yasaktır; ancak ihramdan çıkınca ve kurbanı kesince, tıraş olunabilir. Tıraş, dış temizlik için yapılır. Saçı-sakalı birbirine karışmış bir adam, toplumun/insanların gözünde “pis veya pejmürde” (= üstü-başı dağınık) olarak görünür/görülür.

Umrenin veya haccın sonunda insanlar, bayram ederler; hac ve umre edeni, tebrik ederler.

Hacda kesilen kurbanlar nereye gider; kurban kesmekle saçı-sakalı kesmek aynı âyette neden zikredilmiştir?!.

Kurbanların eti, fakir-fukarâya; kurban kesenlerin taqvâlılıkları (= niyetleri, samîmiyetleri, bilinç ve duyarlılıkları) da Allah’a ulaşır. (Bknz. Hacc, 37.)

Kurban, önceden candan idi (= can kesilir idi); Hz. İbrâhim (a.s.) ile mal kesilir oldu. Mal, canın yongasıdır. Mal kurban edenler (= malını Allah için verenler = kesenler), canlarındaki yongayı (fazlalıkları) temizlerler; zekât vermek de böyle bir temizliktir.

Bence, kurban özü (= kalbi); tıraş da yüzü temizliyor gibi. Özü pis olanın, yüzü temiz olsa ne olur?!. Öz pis olursa, yüze yapılan temizlik (= tıraş), makyaj olur, maske olur. Öz ve yüz (= iç ve dış) temiz olursa, bu temizlik yerini bulur.

Metroseksüel (= modern) erkeklere (ve makyaj yapan kadınlara) duyurulur.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET