ÖZGÜRLÜK

Bu kelimenin yanına eşitliği de koymak lâzım ama yerim dar. Bu kelimeleri (= özgürlük ve eşitlik) en çok solcular (= sosyalistler) kullanır. 

Bu yazı, İslâm’da özgürlük var mıdır, varsa, nereye kadar vardır, sorusunun kısa tahlili olacak.

İrade (= küllî ve cüz’î irade) meselesi İslâm Kelâmının (= felsefesinin?!) ana konularındandır; bence hâlâ bir çözüme kavuşmuş da değildir. Allah’a teslimiyetle (= Müslüman olmakla; Müslüman olmak, Allah’a = Allah’ın dinine teslim olmak, demektir.) modern (ilmî) anlamdaki özgürlüğün uyuşması mümkün değildir; hele de bu özgürlüğü mutlak düzeye taşımak hiç/aslâ mümkün değildir.

Özgürlüğe dinden bağımsız bakanlar bile, onun tarifini şöyle yapıyorlar : Bir başkasının emrine (= gücü, hükmü altına) girmeden kişinin istediğini yapması. Toplumsal yaşamda bu nasıl mümkün olabilir?!. Olmaz, olamaz. O zaman da işi (= tarifi) daraltıyorlar, diyorlar ki : Bir başkasına zarar vermediğim sürece istediğimi yapabilirim. İnsanın her yaptığı iş veya söz, bir başkasına = ötekine dokunur, dokunuyor; insan, yalnız = tek başına yaşamıyor ki!.

O zaman, özgürlük nasıl mümkün olabilir?!.

Birilerinin “belirlediği”! seçeneklerden birini seçerek. Burada, bu “belirlemeyi” kimin yaptığı ön plana çıkar. Bunları (= bu belirlemeleri), benim gibi biri/leri mi yapacak, yoksa benimle aynı türden olan ama benden üstün olan biri mi, birileri mi, veyahutta benim türümden olmayan ama her türe (= varlığa) varlığını Veren Bir’i mi?!. Bu “belirlemeyi” benden aşağı biri (= bir put, bir totem = bir hayvan, bir kuş, bir mit, vs.) yapacaksa, benim özgürlüğüm = kimliğim = ben, zaten yerlerdedir; benim gibi veya benimle aynı türden olan biri, birileri (= kurum veya kurullar/meclisler) yapacaksa, bunun bana ekstra bir katkısı olmaz, onlar beni daha yukarılara taşıyamazlar, bende de o potansiyel vardır, ben de onlar gibi olabilirim.

Bu “belirlemeyi” yapan, beni, benden daha iyi bilen (= tanıyan) ve beni bulunduğum noktadan çook daha iyi bir noktaya taşıyan Bir’i olmalı ve ben buna (= O’na) iknâ olmalıyım. (= hidâyet veya iman.)

İşte bu seçimi yapana kadar özgürüm; bu seçimi yaptıktan sonra da “kulum”!.

(Eşitlik konusu inşallah başka bir yazıya.)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET