YÜK

İnsan, hayatı (ve ölümü) bir yük olarak görür ve bu yükün ağırlığını taşıyamayacağından korkar, kaçar... Kaçmak istemeyenler de o yükün çook ağır ve taşınmasının çook zor olduğunu  bildiklerinden, o yükü başkaları ile paylaşmak isterler.

O yükten kaçış da o yükü sırtlanış da insan için gerçekten zordur. Kaçış, insanlıktan kaçıştır. Kaçanlar, 2023 Nobel Edebiyat Ödülünün sahibi Jon Fosse gibi düşünenler; o yükü sırtlananlar da her devirde Rasuller ve sâlih kullardır.  Oysa kaçış, bir kurtuluş değildir; insan olmaya razı isek, o yük, eninde-sonunda bize yüklenecektir. Yük yüklenmekten kaçanlar, insan (= kul) olmaya razı olmayanlardır.

‘Yükü hayvanlar yüklenir = yük hayvanlara yüklenir.’, demeyin!. Hayvanlara yük yükleyenler bizleriz; hayvanlar o yükün farkında = bilincinde değillerdir. İnsan, bilinçle (= yükün bilincinde olarak) yük yüklenir. Bu yük, maddî bir yük değil, halifeliktir = yöneticiliktir = sorumluluktur. Bu yükü yüklenenler, maddî yükleri, yüklerinin bilincinde olmayan ‘hayvanlara’ yüklerler, kendileri de onları “güderler”! = yönetirler.

İnsanın böyle bir yükü yüklenmesi, kendi iradesi ve bilinciyle olmazsa, o yükün altında ezilir ve ne yapacağını bilemez hâle gelir = delirir.

“Rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehû ale-llezîne min kablinâ.” (2/286)

Rab, kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez; yüklemişse, ona kaldırma gücünü de vermiştir.

Yükten kaçanlar, ne boş; ‘o kutsal yükü’ yüklenenler ise ne “hoş” adamlardır. Allah, onlardan hoşnut (= razı) olacak; onlar da Allah’tan hoşnut olacaklar.

İnsanı burada da ötede de hoşnut, mutlu ve huzurlu kılacak olan bu (kutsal) yüktür, bu sorumluluk, bu kulluktur.

Kutsal yük yüklemekten kaçınanlar, “yükünden” şikâyet ederek yüklerini yol kenarlarına atanlar (= boşaltanlar), Rablerinin Huzur’una eli bomboş gidecek olanlardır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET