ÜTOPİK BİR YAZI: EVİN YOLUNU BULMAK!.

Evimizi terk ettiğimizde, tekrar evimizin yolunu nasıl buluruz = biliriz, bunu hiç merak ettik mi, düşündük mü?!.

Düşünmeye ne gerek var; aklı olan, aklı başında olan herkes, “doğal (veya içgüdüsel?!) olarak” evinin yolunu bulur. Bunun için adres bilgisine bile gerek yoktur. Adres bilgisi veya konum, ikinci, üçüncü şahıslar için gereklidir. 

Pekiî, bu soruyu, felsefî (= hayatî) bir soru hâline getirirsem ve “nereden geldik, nereye gidiyoruz?!” dersem!...

İşte o zaman “adres bilgisine” ihtiyacımız olacaktır.

...

Biri bize dünyada bir ev alsa, ve biz o eve ilk defa gidecek olsak, o evin adresi olmadan yolumuzu bulamayız. Yukarıdaki felsefi soruda sözü edilen evin yolunu bulmak için de yolu Bilen Bir’inin verdiği adrese ihtiyacımız olacaktır ve O’na (o adrese) güvenmek zorunda kalacağızdır.

...

Dünyadaki global adres tespitlerinde belli bir “nokta” röper olarak alınır. Bunun için kullanılan enlem ve boylamlar (= paraleller ve meridyenler) oluşturulur. İngiltere’deki Greenwich Gözlemevi, merkezî başlangıç meridyeni olarak kabul edilir; paraleller için de, kutuplara eşit uzaklıktaki Ekvator esas alınır; ve 90 kuzeyde, 90 güneyde 180 paralel; yine 90 doğuda 90 batıda 180 meridyen belirlenir = çizilir ve adresleme ve konum belirleme buna göre yapılır.

...

Dinde dünyevî merkezî nokta, Kâbe’dir; Kâbe, yönü belirler.

...

Uçsuuz-bucaksız evrende, geldiğimiz ve gideceğimiz yeri “bilemediğimiz” için, tüm kâinatı (= evreni), içindekileri ve dışındakileri Bilen Bir’ine ve O’nun gösterdiği “adrese” ihtiyacımız vardır.

Bu “adres”, Kur'ân’dır.

Kur'ân ve Kur'ân’ın en mükemmel uygulayıcısı Hz. Muhammed (a.s.)’ın rehberliği olmazsa, “felsefî sorudaki evimizin yolunu” bulamayız = bilemeyiz.

Adres elimizde olursa, akıl o adresi takip eder ve yolunu bulur. Akıl olmazsa, adres elimizde de olsa, yine yanlış yollara saparız. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET