FİİL ÇEKİMİ

Geldi. Geliyor. Gelecek...

Geçmiş. Şimdi ve Gelecek.

Ali geldi. Ali geliyor. Ali gelecek. Bu cümleler, zamana ve mekâna bağlı cümleler. Belki, zamana bağlı ama büyük oranda mekâna bağlı olmayan cümleler ise : Beklenen gün geldi, geliyor ve gelecek. Ölüm, ecel geldi. Cumhuriyetin 100. yılı geldi, gibi.

Bunları niye yazdım?!. Fecr Sûresi, 22. âyette geçen, “ve câe rabbüke vel melekü saffen saffâ. = Rabbin ve melekler/i, saf saf geldi/ğinde.” cümlesini açıklamak için.

Rab (ve melekler/i), biyerden gelmeyecekler; onlar için “biyer” yok; onlar, “biyere” ait değiller; O/onlar, her yerdeler. Belki de O/onlar, bize ölümün gelmesi gibi gelecekler.

Belki de biz O’na, onlara, gideceğiz.

“O gün, cehennem de getirilecek = ve cîe yevmeizin bi cehenneme... ama o gün, insan her şeyi hatırlayacak, ama bu hatırlamanın insana bir faydası olmayacak.” (89/23)

“İnsan, keşke önceden (bugün için) bişeyler yapsaydım, gönderseydim, diyecek.” (89/24)

O gün, elbet bir gün gelecek.

Biz, o güne mutlaka gideceğiz.

Allah ve melekleri, bize “gelmeyecek”!.

Küçük, Büyüğün “ayağına” gider.

O/onlar, zamana ve mekâna bağlı V/varlıklar değil, zamana ve mekâna bağlı varlıklar biziz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM