ŞİKÂYET

Çoğu şeyden memnun değiliz. ‘Tuzu kurular’ bile, bu hayattan şikâyetçi; yine de herkes bir “değişim” istiyor, ama kendisi değişmiyor, aynı şekilde yaşamaya devam ediyor.

Bilmiyor ki, toplumsal (siyasal) değişim, nefislerde = insan teklerinde başlar ve yayılır.

50 yıldır terör sürüyor.

70-80 yıldır Filistin-İsrail Sorunu çözülemiyor.

İslâm dünyası (mezhep ayrılıkları ve yönetim farklılıkları yüzünden) bir türlü bir araya gelemiyor, birlik olamıyor.

Vs...

“... insanlar kendilerini (= bi enfüsihim) değiştirmeden, Allah onların yaşayışlarını (bi kavmin) değiştirmez...” (13/11.)

Nefiste (= kişinin kendinde) olan, düşünce, anlayış ve inançtır. Bunlar değişmeden, kavim (= toplu yaşam/toplum, millet, siyaset) değişmez; her gün 24 saat (sözle) duâ etsek dahi.

Nasıl düşünüyorsak ve inanıyorsak, öyle yaşarız. 

Nasılsak, öyle idarecilerimiz, yöneticilerimiz olur. (Bknz. Keşf-ül Hafâ, 2/311)

“İşte, bu nasılı” (= anlayışımızı, hayata ve olaylara bakışımızı) değiştirmek zorundayız; değiştirmezsek, kendimizi kendimize şikâyet eder dururuz.

Bu değişim için, bir ân önce bişeyler yapmak lâzım. Her şeyden önce de değişime açık olmak lâzım. 

Değişmeyenin (= değişime razı olmayanın) şikâyet etme hakkı da yok; onlar zaten mevcut düzenden besleniyorlar.

Bazı şeyleri (?!) kaybetmeyi göze almadan veya kaybedilecek olanlar ile kazanılacak olanlar iyi hesap edilmeden ve bu hesap öteye taşınmadan değişim başlamaz ve olmaz. 

Çünkü şikâyet ettiklerimiz de bizim gibi dünyevî hesaplar peşinde; onlar da değişimden (düzelmeden) yana değil. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM