CÜMLE = (جملة)

Cümle, kelimeleri bir anlam oluşturacak şekilde toplama, bir araya getirme demek. İcmal de toplam. Mücmel ise, özet. Beyân da açma, açıklama.

Kitâb, bazen mücmel (özet, öz, rumuzlu, alegorik); bazen de (çoğu zaman da) mübeyyen (açık-açık) konuşur. Siz buna muhkem (= muhkemât) - müteşâbih (= müteşâbihât), açık (= zâhir) - gizli (= bâtın) da diyebilirsiniz. Cümle, bu iki hâli de içerir. Yâni, bazı cümleler, mücmel; bazıları mübeyyendir. Bunu, ilimde ehil (belli bir derinliğe sahip) olanlar (= Ül-ül Elbâb) anlarlar. Kalbinde zeyğ (= eğrilik, kaypaklık) olanlar ise, fitne çıkarmak için kafaları ve kalpleri karıştırırlar. (3/7.)

Bütün cümlelerin doğru bir şekilde beyânı = mücmeli = özeti = mücmel ifâdesi : “Lâ ilâhe illâ-l Allah’tır.” Bu cümle, hem en muhkem, hem de en müteşâbih cümledir. Bu cümle, kalpte zeyğ olmazsa, muhkem; olursa da, ‘müteşâbih’ (= şibihli) olur.

Kalplerinde zeyğ (= eğrilik) olanlar = kalpleri karanlık olanlar, şibhi (شبه) = müteşâbihi (متشابه), şibh (شبح) = hortlak, hayâlet olarak görürler.

Not : Şibih/Şibh (شبه) : Hem benzetme (شبه), hem de şüphe (شبهة) demektir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM