İLETİŞİM, ETKİLEŞİMDİR.

İletişim, mesajla olur ve en az iki kişiyi gerekli görür. (= Konuşan ve dinleyen veya yazan ve okuyan)

Fiziksel nesnelerin de bir iletişimi (= etkileşimi) vardır ama burada konumuz bu değil. 

İletişim, bir düşünce (görüş) aktarımıdır. Düşünce (görüş), düşünceyi (görüşü) etkiler. Bunun nasıl olduğu “bilinmiyor” ama etkisi/etkileri (= sonuçları) görünüyor. 

Bir söz (veya kelâm) işittiğimizde, bu sözün bizdeki etkisi, bizim o söze (= kelâma) “açık” (muhtaç) olmamızla ilgili bişeydir. 

İlâhî Söz’de de (= Kelâm’da da) durum aynıdır.

Kendi kendine yeter olduğunu düşünenler (= müstağnîler) için, herhangi bir iletişim ve etkileşim söz konusu olmaz. (Kendi kendine yeter olanın, kim olduğunu biliyoruz.)

İnsan, kendi kendine yeter bir varlık değildir; daima fizîken ve fikren bir başkasına muhtaçtır.

Herkese muhtaç olmak, insanı “binbir”! parçaya böler. Bir Tek “Kişiye”! muhtaç olmak ise, insana güven (emn, emniyet, iman) verir.

Allah, bu konuda Kitâb’ında şöyle bir örnek verir. “Allah, şöyle bir misal vermiştir (“darabellahu meselen”) : Bir adam ve onun bir takım ortakları var, onlar kendi aralarında hırçın hırçın çekişip duruyorlar. Bir de yalnız bir kişiye bağlı selâmet içinde olan bir adam var. Bu ikisinin hâli, hiç bir ve aynı olur mu?!. Hamd Allah’ındır, fakat çoğu kimse bunu bilmez.” (39/29.)

İletişimimiz (= etkiletişimimiz), Tek Allah’a kulluğa mâtuf değilse, kakofoni = caco phonedir; çağdaş medya, büyük oranda kakofoni yapmaktadır, kokmaktadır ve bizi kaosa, çıkmaza, bunalıma sürüklemektedir. 

Medya okur-yazarlığı da (iletişim de) belli oranda bir bilinç gerektirmektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM