KEŞKE...

Umulan (= arzu edilen) bişey elde edilemeyince veya umulmayan (= arzu edilmeyen) bişeyle karşılaşılınca kullanılan temennî sözüdür keşke. Keşke o işe girseydim veya girmeseydim, gibi.

Kitâb’ta bu söze karşılık kullanılan iki kelime vardır : yâ leytenî ve lev. (ياليتنى / لو). “yâ leytenî küntü türâba = keşke toprak olsaydım.” (78/40). “Keşke bu iş bitmiş olsa/ydı!.” (69/27). “Keşke önceden hazırlık yapsaydım.” (89/24). “Keşke Rasûlün yuttuğu yolu tutsaydım.” (= Onun yürüdüğü yolda yürüseydim.) (25/27). “O, Bize geldiğinde şöyle diyecek : keşke seninle benim aramda (iki) doğu (iki) batı arasındaki uzaklık kadar bir uzaklık olsaydı; meğer sen ne kötü bir arkadaşmışsın!.” (43/38). Lev de, 39/57 ve 58. âyetlerde, “Allah, (keşke) bana da hidâyet verseydi de, ben de Muttaqîlerden olsaydım. O azabı görünce, keşke benim için bir kez daha dünyaya dönüş olsaydı da ben de Muhsinlerden olsaydım.”,  şeklinde geçer.

43/38’deki arkadaş, şeytandır. Ama bu şeytan, somuttur; sen ve ben, iş arkadaşı, okul arkadaşı, hayat arkadaşı, vb.’dir. Keşke, şu okuldaki o kişiyi arkadaş edinmeseydim; keşke, o iş arkadaşımın dediğini yapmasaydım; ... keşke o okula gitmeseydim, o hocadan o sözleri duymasaydım; keşke o işe girmeseydim, öyle bir çevre edinmeseydim, ... Girdim; kötü/olumsuz telkinlere dayanamadım, teslim oldum. Keşke o işi (işyerini) ve o okulu değiştirseydim. O okul, o iş, o arkadaş/lar, beni buraya = bu hâle sürükledi/ler; bana hayatı, sadece para kazanmak olarak öğretti/ler = sandırdı/lar.

Şimdi, başıma gelen bu işlerin = bu sonucun tek ve yegâne sebebi, o (veya onlar)!. Keşke, onunla/onlarla aramda doğu-batı uzaklığı kadar bir uzaklık olsaydı.

Şeytanı dışarıda, hayalî bir dünyada aramayalım; o/onlar, bize keşke dedirtmek, bizi pişman etmek için aramızda/lar, yakınımızda/lar; etrafımız (= içimiz-dışımız), şeytanlarla dolu.

Eûzu billahi min-eş şeytân-ir racîm. Bismillahirrahmanirrahim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM