ASRA YEMÎN OLSUN Kİ...
“Asra yemin olsun ki insan, kesinlikle ziyandadır. (O insanların içinden) İman edenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç.” (103/1-3)
Asr, yüzyıl. Gün
söz konusu olunca ikindi vakti. Asr, yaklaşık bir insan ömrü. Muasır = bu çağın
(her çağın) insanının yaşadığı zaman dilimi. Her çağın insanlarının çoğu ziyandadır. Bunların
tek istisnası, iman edenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerdir.
İman, Allah’a güvendir,
Hakkın Allah’tan olduğuna (geldiğine) inanmaktır. İnsanların çoğu iman etmiyor.
= “ve ekserühümül kâfirûn” (16/83. 12/106.)
Onların çoğu fâsıktır. = “ve ekserühümül fâsıqûn.” (9/8. 7/102.) Onların çoğu akıllarını
kullanmaz, hakkı-hakikati bilmez. = “ve ekserühüm lâ ye'alemûn.” (7/131. 6/37. 6/111.
5/103.)
Bilmeyince, tavsiye
de olmaz, veya tüm tavsiyeler yanlış olur.
Hakkı tavsiye edenlerin
başına da ‘olmadık belâlar’ (musibetler) gelir; ama onlar bunu sabırla = birbirlerine
sabrı tavsiye ederek aşarlar. Hakkı bilmek ve tavsiye etmek, kolay iş değildir.
Çoğu insan, batılı hak (= hakikat) zannettiği (= bildiği) için, hak onlara batıl
gibi gelir; bu yüzden onlar, hakkı söyleyenlere (= tavsiye edenlere) büyük eziyetler
ederler; çünkü düzenlerinin bozulacağını bilirler. Bu her asırda böyle olmuştur.
Bütün Nebî-Rasüller, mecnunlukla (delilikle, cinlenmişlikle), kâhinlikle, sihirbazlıkla,
oyun bozanlıkla suçlanmışlardır.
Asra yemin olsun
ki, her asırda olduğu gibi bu asırda da insanların çoğu aynıdır; yine “bir avuç insan” iman
ediyor, hakkı ve sabrı tavsiye ediyor. Çoğu insan, hakkı öğrenmekten, öğretmekten
kaçıyor; öğrenmeye ve öğretmeye gayret edenlerde de sabır (= direnme gücü) yok, çok çabuk pes ediyorlar; onlara sistem “cazip elma şekerleri”! sunuyor. Ne mi bu “cazip
elma şekerleri”?!.
Para, mal, mevkî-makam,
prestij, vs. Bilmiyorlar ki bu dünyadan ne zenginler, ne krallar geldi-geçti.
“Rabbin Makâmı”ıdan
korkanlara bir değil, iki cennet var. = “ve limen hâfe makâme rabbihî cennetân.”
(55/46) Onlar, aslâ ziyan etmeyecekler, kaybetmeyecekler.
“Bekleyin!. Biz de bekliyoruz.”
وَانْتَظِرُواۚ اِنَّا مُنْتَظِرُونَ
11/Hûd, 122.
Yorumlar
Yorum Gönder