NEŞE
Neş’e. Neşve. Fékihe. Seâde/t. Mutluluk. Sevinç.
‘Yeniden
doğmuş gibi oldum.’ (= neş’et) sözünde de, neşe vardır. ‘Bugün çok neşelisin.’
(sevinçlisin), hayrola!.
Bugün
ben de neşeliyim. Çünkü, yeni bir kelime keşfettim, sizinle paylaşmak istiyorum;
o kelime fékihe. Yasin 5. sayfa, 55 ve 57. âyetlerde; Kur'ân'ın tamamında 19 yerde
geçiyor. 55. âyetteki anlamı, eğlenme, neşelenme; 57. âyetteki anlamı, meyve. Duhan,
27; Tur, 18; Mutaffifîn, 31’deki anlamı da eğlenme, neşelenme, zevk-ü sefâ sürme.
Diğer yerdeki anlamı, her türlü/çeşit meyve.
Birine
meyve ikram ediliyorsa, o adam, ağırlanan bir adamdır.
Âyetlerden
ne anladığımı sizlerle paylaşıyorum.
Cennet
ashabı “o gün” eğlenceli (neşeli) bir meşguliyet içindedir. Kendilerine keyif (neşe)
veren işlerle meşguller. Yaptıkları her iş onları hoşnut (memnun, mutlu) eder, hiiç
sıkılmazlar. Her yaptıkları iş, onlara neşe, huzur ve mutluluk verir. Yaptıkları
her işten zevk alırlar... bunlara benzer, başka cümleler yazabiliriz, önemli olan,
bu cümlelerdeki duyguyu hissetmek = empati veya kıyas yaparak bura ile orayı karşılaştırmak
ve yapılması gereken doğru tercihi yapmak.
Onlara
orada istedikleri her yemiş/meyve (fékihe) sunulacak. Ne isterlerse, verilecek.
Rablerinden
Selâm da var. Bu neşe, onlara Rablerinin Selâm Sözü ile verilen bir neşedir. Onlarda
bu neşenin (= mutluluğun, huzurun, keyfin, rahatlığın) oluşması, Rablerinin Selâmı
sayesindedir.
Oradaki
herkesin meşguliyeti zevkine, zevki de meşguliyetine uygundur. Kimi meyve yemekten
zevk alır, kimi eğlenmekten, kimi de hoş sohbetten... tefekkehe, hem eğlenmek, hem
muhabbet etmek, muhabbet ederken eğlenmek.
“Ey
mücrimler (= suçlu-günahkârlar)!, sizler şöyle bi ayrılın (bakalım)!...” (Yasin,
59. âyet.)
Size
neşe, eğlence yasak!. Siz Beni dinlemediniz, şeytanı dinlediniz; Bana değil, şeytana
ibâdet/kulluk ettiniz...
İşte
size vadedilen cehennem!... (= hézihî cehennem...) 63. âyet.
Siz,
burada küfrünüzle birazcık neşelenin, eğlenin (bakalım)!. = qul temetta’ biküfrike
galilâ!... (39/8)
Yorumlar
Yorum Gönder