FÂNÎ & BÂKÎ

Dünya fânî, içindeki insan/lar bâkî. Ölüm, bâkî hayata (= âhirete) bir geçiş (köprüsü).

İnsan, kendini de fânî sanırsa (= zannederse), ha 30-40 yıl yaşamış, ha 70-80 yıl; aradaki 40 yıl; sadece biraz daha fazla “yaşamak”! (= biraz daha fazla zevk-ü sefâ sürmek)!.

Hayat, bitecek (= ölümle sona erecek) bişey için çalışmak mı; bu hayat bu kadar değersiz bir oyun olabilir mi?!.

70-80 yıllık bu ömrü “iyi”! değerlendirerek, ölümsüz (= bâkî) bir hayata sermaye yapmak çoook iyi; “kötü”! geçirerek ölümsüz (= bâkî) bir hayatı mahvetmek (= kaybetmek) çoook kötü bir yatırım değil mi?!. Hayatımızın, işletmelerimiz kadar değeri yok mu?!.

Âhiretteki hayata (= âhirete) inanmak, ölümsüzlüğe inanmaktır. Dünyadaki hayatı (= burayı) ölmeyecekmiş (= ölümsüzmüş) gibi yaşıyoruz da, âhirette öleceğimizi mi sanıyoruz?!.

Nasıl hüküm veriyoruz?!.

“Dünya, âhiretin tarlasıdır.”; unutmayalım, burada ektiklerimizi yiyeceğiz. (çekeceğiz)!.

Dünya hayatını (= dünyayı) fânî görerek hafife almayalım, aldanmayalım; hâlâ fırsatımız varken, bu hayatı bize verilen çook iyi, çook önemli, çook değerli bir imkân olarak görelim ve bu imkânı öteye yatırım için değerlendirelim. (derim)

Yine de siz bilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM