METÂ NASRULLAH?!.

Allah’ın yardımı ne zaman?!. (2/214)

“Biraz” sıkıntıdan sonra. Bu sıkıntı fiilî ve fikrî, her türlü sıkıntıyı = eziyeti kapsıyor. Bu sıkıntının kaynağı, içerden ve dışardan olabilir. Dışardaki sıkıntı, zalimin verdiği sıkıntı : işkence, açlık, hor görme dışlama, aşağılama, vs. Ben içerdeki sıkıntıdan söz edeceğim.

İçerdeki sıkıntı, iç huzuru (Allah’ı) bulamama sıkıntısı (= can sıkıntısı. Dışardaki sıkıntı, geçim sıkıntısı.) Bu sıkıntı nasıl aşılır veya bu konuda Allah’ın yardımı ne zaman gelir?!.

İnsan, kendine verilmiş bütün potansiyellerini “tüketince, bittim Yâ Rabbî”! deyince.

Pekiî bu potansiyeller neler?!.

Duyular, akıl, duygular (= kalp) ve emek (= güç).

Duyular, dış âyetleri iyi, doğru ve güzel “görecek”!. (= duyacak, koklayacak, tadacak, dokunacak.)

Akıl, bu âyetlerdeki hikmetin farkına varacak. (= akledecek, fikredecek, fıkhedecek.)

Duyular (= kalp), bu âyetlerin arkasındaki Gücü “hissedecek”!.

Beden (= tüm âzâlar, organlar), elinden geldiği, gücü yettiği oranda ama samimî bir şekilde O Gücün yap! dediklerini yapacak; yapma! dediklerini yapmayacak.

İşte böyle komple bir konsantrasyonla (yoğunlukla) ve pür ihlâsla O Güce yönelince, o yardım gelecek.

...

Bizler, bizdeki bu dört gücün (= duyu, duygu/kalp, akıl ve eylem) birini (veya bir kaçını) yüzeysel çalıştırarak veya bu güçler arasındaki irtibatı kopararak, yardım bekliyoruz. Rabbimizin bize verdiği bu güçleri (= imkânları) tam, doğru ve yerinde kullanmıyoruz; sonra da “yardım nerede kaldı?!.” diyoruz. Aslında yardım gelmiş!, biz o yardımın farkında değiliz.

Biraz gayret.

O yardım çook yakınımızda!. Bizde.

“... elâ inne nasrallahi qarîb.” (2/214.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM