TEHIYYÂT

Tehıyyâtın kökü, hayat; tefa’ûl babından. Fikir, tefekkür; ilim, teallüm; kelâm, tekellüm; zikir, tezekkür; ...gibi.

Tehıyyât, kıyam, kıraat, rükû’, secde (= sücûd) gibi namazın rükünlerinden. Kıyam, kıraat, rükû’ ve secdeyi (= sücûdu) hayatın zorluklarına = meşakkatlerine benzetirsek (namaz, müslümanın hayatının provasıdır.); tehıyyâtı da hayatın kolaylıklarına benzetebiliriz. Kıyam, H/hakkı-hakikati ayağa kaldırış; kıraat, hayatta ne yapacağımızın tekrarı; rükû’ ve secdeler (= sücûd), sadece Rabbin Huzurunda eğiliş ve kendini mahvediş; tehıyyât da dinleniş.

Tehıyyâtta, gerçek hayatın Allah’a ait olduğunu söyleriz = “et-tehıyyât-ü lillâh...”. Zikir, hatırlama; tezekkür, hatırlatma. Hayy, hayat; tehıyyât, hayatın farkına varma, esenlikli, ‘gerçek’ hayat.

Kitâb’ta tehıyyât ile selâm birlikte, (Yunus, 10. İbrâhim, 23. Ahzab, 44.) üç yerde, “tehıyyât-ühüm fihâ selâm” şeklinde geçer. Anlamı : Onların birbirlerine esenlik dilekleri (iltifatları) selâmdır. Yâsin, 58. âyetteki selâm da Rabbin cennetliklere esenlik dileğidir.

SLM kökünden, müslim, islâm, teslimiyet, müslüman, silm, selâm, selîm, sélim ve süllem (merdiven) kelimeleri türer. Bu kelimeler Kitâb’ta, 140 yerde geçer.

Tehıyyâtta, namaz kılan Mü’minler, Gerçek Hayatın Allah’a ait olduğunu ikrar ettikten sonra Allah, Nebî’sine selâm verir = “es-selâm’u aleyke yâ eyyühe-n Nebî’y...”. Sonra, “hep birlikte”! selâm hepimizin = Allah’ın sâlih kullarının üzerine olsun. = “es-selâm’ü aleynâ ve alâ ıbâdillâh’ıs sâlihîn” deriz/denir, hepimize esenlikli, güvenlikli (= mutlu ve huzurlu) bir hayat dileriz. (Çok meşakkat çektik!, dinlenmeyi hak ettik!.)

Sonra da hep beraber : “eşhedü en lâ ilâhe illâ-l Allah ve eşhedü enne Muhammed’en abduHû ve RasûlüHû.” deriz/denir. Bize dünyada “meşakkat çektiren”!, “Lâ ilâhe illâ Allah, Muhammed-ur Rasûlüllah.” Sözünün arkasında duruşumuzdu!. Onun için ayaklandık = kıyama durduk. Onun için kula kulluk yapmadık = sadece Allah’a kulluk yaptık; Allah da bize (Nebî ve sâlih kullarla beraber olacağımız) böyle bir hayat (= tehıyyât) verdi = verecek inşallah.

...

Gerçek hayat buymuş!. Bizim dünyada yaşadığımız (o) hayattan milyarlarcası, bu hayatın bir ânına (bir saniyesine) bile değişilmez(miş)!.

Elhamdülillah.

“Namaz, Mü’minin mî’racıdır.” (Hadis) Namaz, Mü’mine hayat verir. “Secde, Mü’minin Rabbine en yakın olduğu ândır.” (Hadis)

Secde et ve yaklaş!. = “vescüd vekterib!.” (96/19) Dikkat! secde âyeti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM