BÜYÜK UYGARLIKLAR

Tarihin “büyük”! uygarlıkları Akdeniz havzasını yurt edinmişler; Büyük Peygamberle de oralara (o havzalara), Hz. İbrâhim, oğlu İshak ve İsmail, Sümer, Asur, Babil; Hz. Mûsâ, Hz. Süleyman, Hz. Davut, Hz. Yahyâ ve Hz. İsâ, Mısır uygarlığına. Hz. Muhammed ise o bölgeye yakın ama neredeyse uygarlıktan nasipsiz bir çöle gönderilmişlerdir.

Kitâb (= Kur'ân) onların kıssalarından kesitler sunar bize. Ben, bu kısa notta, bu bölgede geçen Yasin 2. sayfada sözü edilen, “vedrib lehüm meselen” diye başlayan ve sayfa sonuna kadar süren kıssaya  (= mesele) kısaca değineceğim. Onlara bir değil, iki Peygamber gönderilmiş; onlar ikisini de yalanlamış; Allah, bir üçüncü ile O ikisini desteklemiş ama yine onlar (o halk) : Siz de bizim gibisiniz (= bizim gibi birer insan/beşersiniz), yalancısınız, Rahman Size bişey indirmiş olamaz, demişlerdi. O Elçiler : Bizim gönderilmiş olduğumuzu Rabbimiz biliyor. Bizim görevimiz gerçekleri apaçık tebliğdir, demişlerdi. (Muhtemel ki aralarındaki tartışma uzamış, anlaşamamışlar) ve O Elçileri : (bakın!) Sizin yüzünüzden düzenimiz bozuldu (= bozulacak), bu işten vazgeçmezseniz Sizi taşa tutarız (yurdumuzdan kovarız, sonunuz çook kötü olacak) diye tehdit etmişler... Şehrin öte ucundan (sosyolojik anlamda çevresinden, çevreden; merkezden değil!) gelen bir “adam” O Elçilere destek vermiş ama onlar, O “adamı” da öldürmüşlerdi.

Kurulu düzenden ekmek yiyenler, o düzenin değişmesini istemezler; değiştirmek isteyenleri de öldürürler.

Sayfa sonu, O “adamın”; 3. sayfa başı da, o halkın akıbetinden söz eder. Bi zahmet bakın.

Unutanlar, sadece unutmakla kalmıyor; hatırlatanları da cezalandırıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET