MİSAFİR & MÛKİM

Misafir, geçici olarak gelen; mûkim, sürekli ikâmet eden.

4 gün sonra Ramazan geliyor. 

O, kiminde hep mûkim, kimine (= bizlere) yılda bir gelir, 30 gün kalıp, tekrar gider/giden bir misafir, kimine de hiç gelmez, hiç uğramaz. 

Ramazan nerede, nereden geliyor?!.

O, Recep, Şaban, ... diğer 11 ay gibi bir “ay”!, zamanın bir “parçası”!. Zamanını iyi değerlendirenler için, her ân, Ramazan. = Onlar, her ânlarını Ramazan gibi değerlendirirler.

Ramazan, bize her zamanı, her ânı iyi değerlendirelim diye geliyor.

Ramazan gelince ne yapıyorsak, her zaman, her ân onu yapalım diye (Ramazan bize misafir olarak) geliyor.

Gelen misafiri iyi ağırlamak lâzım; iyi ağırlamazsak, o misafir bize bir daha gelmez. Biz, millet olarak misafirperver bir milletiz (millet idik); gerçi son yıllarda artık “evlerimize” misafir de gelmez oldu.

Ama Ramazan öyle vefâkar ki!, her şeye rağmen hâlâ geliyor ve biz o gelecek diye ciddî hazırlıklar yapıyoruz. Ne yapıyoruz?!. Ekstradan alış-verişler yapıyoruz, “evlerimizin” temizliğine özen gösteriyoruz. Evlerimizin temizliğine vurgu yapmak istiyorum. Buradaki kastım, oturduğumuz binalar değil, ruhumuzun evi olan bedenimiz, biziz; burada beden, ruhtan ayrı değildir.

Ramazan, bizden maddî hazırlıktan çok, manevî hazırlık bekliyor. Ramazan, bizden daha çok maddî şeyler değil, ‘manevî şeyler’ istiyor. Nedir onlar?!. Tefekkür. Tezekkür. Tefaqquh. Tilâvet. Tasadduq. Az uyuma. Az yeme. Az konuşma. Bakışımızı kendimize ve yaratılış amacımıza verme. Ve Rabbe daha çok ibâdet etme. Bunları “alışkanlık” hâline getirme.

Bunlar olursa, Ramazan bizde hep mûkim olur, hiç gitmez.

Genelde biz, hiç gitmeyen misafiri sevmeyiz; en iyisi onu bu sene de bir misafir olarak ağırlayalım!. (mı diyorsunuz)?!.

Sizin ne dediğinizi elbette ben bilemem.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET