SUHUF

Suhuf, sahifenin çoğulu, sahifeler. Kasıt, ilâhî bilgilerin yazılı olduğu “küçük Kitâb’lar”.

Kelime, “inne hézâ lefi’s suhuf-il ûlâ, suhuf-i İbrâhim’e ve Mûsâ” şeklinde A’lâ Sûresinde geçer. (87/18-19)

Bağlam nedir?!.

Yaratan, yaratılanlara düzen veren, onlara hidâyet bahşeden, otlağı çıkaran, sonra onu kupkuru kılan Rabbini yücelt! = tesbih et!. Sana Onu (Kur'ân’ı) okuyacağız, Sen de O’nun izin verdiklerini unutmayacaksın. O, açığı da gizliyi de bilir. Senin için (Onu) kolaylaştıracağız. Zikir (= hatırlatma, öğüt) fayda verecekse öğüt ver!. = hatırlat!. = zikret!. Saygısı olan = korkan, öğüt alır. Ona şâkî olan (= uzak duran = yabancılaşan) Ondan uzak durur. O (onlar), ateşe yaslanacak. (Onlar orada) ne ölebilecekler, ne de yaşayabilecekler. Rabbinin İsmini hatırlatarak ve namaz kılarak (fesallâ) arınmayı başaran kurtulacak. Ama siz böyle öteyi düşünerek değil de sadece buraya yatırım yapıyorsunuz. Ebedî olan âhireti ihmal ediyorsunuz. Bu, önceki sahifelerde de, İbrâhim ve Mûsâ’nın sahifelerinde de yazılıydı. (Bknz. 89/1-19.)

Bu Kitâb (= Kur'ân), tarihî (tarihsel, zamanla kayıtlı) bir Mesaj (Kitâb) değil, tarih üstü, evrensel, tüm zamanları aşan bir Kitâb.  


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET