On ve 13. yy'larda İSLÂMÎ HAYAT

Bu dönemler, Abbasî Halifeliği ve Selçukîler (= Selçuklular) dönemi. 

Yunandan Platon (Eflâtun) ve Aristo’nun eserleri çevrilmiş; Arapça daha çok bilim ve din dili; Farsça da edebiyatın dili hâline gelmiş. Şair Firdevsî (934-1020), bilim adamı Birûnî (973-1048) ve Filozof İbn-i Sina (980-1037) gibi adamlar bu dönemde yaşamış. Dikkat!, bunlar Arap değil. İhvân’us Safâ topluluğu, ki, bunlar İsmâilî-Şiîdirler, ansiklopedi şeklinde dev risaleler yazmış/lar; yine İsmâilî-Şiî olan Fâtımîler Mısır-Kahire’de meşhur Ezher’i kurmuşlar...; şimdi Ezher Sünnî.

Türklerde Farabî (870-950) ve Mâturidî (850-944) gibi devedişi gibi adamlar bu dönemin insanları; daha önce de Kindî (800-873) var, onun etnik kimliği Arap olsa gerek.

Bu yüzyıllar İslâm’ın en parlak yüzyılları. 14-15. Yy’dan sonra İslâm (tabiki kasıt, yaşayan İslâm = İslâm kültürüdür) inzivaya çekilmiş. Türkler, Abdülkâdir Geylânî’yi (1077-1166) ve Şah-ı Nakşibendî’yi (1317-1389); Persler/İranlılar, Sühreverdî (1154-1191) ve İmam Rabbanî’yi = Ahmed Sirhindî’yi (1564-1624) takip etmiş; sonra da Rûmî (1207-1273) ve Arabî (1165-1240) gibi şeyhler eliyle İslâm, siyasal ve toplumsal hayattan bireysel hayata (inzivaya) çekilmiştir. Bu, küresel sistemin işine geliyor, en azından ona ciddî bir rahatsızlık vermiyor.

Kitle kültürünün (popüler kültürün) insanları “uyuttuğu” gibi, popüler tasavvuf da insanları uyutuyor = onları inzivada tutarak, olup-bitenlerden habersiz kalmalarını sağlıyor. Keşke böyle bir inziva yaşasalar, yaşamıyorlar, aktif yaşamın içindeler; en pahalı malları (evleri, arabaları) tüketerek sisteme destek veriyorlar, ve de Müslüman her şeyin en iyisine layıktır, diyorlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET