BÖLÜNME

İlk bölünme, Âdem Babamızın oğulları Hâbil ile Kâbil’in anlaşmazlığından. Hâbil’in çiftçi; Kâbil’in çoban olduğu söylenir. Aralarındaki anlaşmazlık da toprak yüzündendir; kadın yüzünden diyenler de vardır. İlk kan, o zaman dökülmüş; kan döken Kâbil, kardeşinin cesedini bir karganın toprağa ölü bir kargayı gömdüğünü görerek öğrenmiştir. (Bknz. 5/31.) Demek ki ya karga beyni kadar beyni yokmuş! ya da öğrenme dışarı bakarak yapılıyormuş!...

...

Arada çoook bölünme vardır ama ben Efendimizin vefatından sonraki bölünmeye değineceğim. Efendimiz 632’de vefat ettiğinde, Bizanslılar ve Persler uzun süre savaşmış, içlerinden vizyon sahibi lider çıkaracak ta’katları kalmamış, çook yıpranmışlardı.

Arap Yarımadası (Arabistan) ise sâkin ama kabile asabiyeti (hâlâ) etkindi. Efendimiz vefat ettiğinde, kabile asabiyeti yüzünden siyasî yönetici (= halife) “bizden olsun” diyenler çıktı. Hz. Ali, bu “bizden olsun’u” daha da özelleştirmek (veliaht olmak) istedi ama bu isteği kabul görmedi. Bu istek, ancak üçüncü seçimde kabul gördü ama o zaman da toplumdaki denge bozulmuştu. Hz. Ali’nin ilk teklifi kabul görseydi, muhtemelen/belki de iş, saltanata dönüşürdü; ilerde dönüştü. Her işte bir hayır vardır; olacak olan, olacaktır ve bizlere bazı şeyleri böyle acı bir şekilde öğretecektir.

Müslümanlar arasındaki en ciddî bölünme ve en ciddî (ilk) savaşlar (Cemel ve Sıffin), bu dönemde yaşanmıştır; bunun izleri/etkileri, Alevîlik-Sünnîlik, Şia-Ehli Sünnet gibi adlar altında hâlâ sürmekte, sürdürülmektedir.

Bu ayrılık (bölünme), dine bakışı da etkilemiş, çeşitli kelâmî, itikâdî ve fıkhî mezheplerin doğmasına ve İslâm’a bu tür mezhebî taassuplarla yaklaşılmasına, bakılmasına yol açmıştır.

Rum Sûresinin 32. âyetini hatırlatarak yazıya son veriyorum. (İnançlarının, anlayışlarının bütünlüğünü = Tevhidi bozarak) Dinlerini parça parça edenlerden (= ferraqû dînehüm) ve fırkalara (mezheplere, hiziplere) ayrılanlardan (= ve kânû şiyeâ), her hizbin/fırkanın kendini övdüğü, kendinde olanla övündüğü (= küllü hizbin bimâ ledeyhim ferihûn) kişilerden/kimselerden olma/yın!.

Yâni bölünme/yin!...

Bölündük, gücümüz kalmadı; kimse kimsenin yardımına koşamıyor; küffâr (= Yahudi-kapitalist siyonistler) dünyada at oynatıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET