ÇÖKÜŞ YAPILARI
Eskinin muhteşem mimarî yapıları, ma’betleri. Genelde bu yapılar, imparatorlukların zayıfladığı dönemlerde yapılmıştır. Sultan Ahmed Camii 1610 ila 1618 arasında I. Ahmed tarafından; Dolmabahçe Sarayı 13 yılda (1843-1856) Abdülmecid tarafından yaptırılmış. Arada 250 yıl var demeyin; bu 250 yıl, 600 yıl yaşayan bir devletin yaşlılık/güçsüzlük (hastalık) dönemi olarak görülmeli.
Bir de kurumsal yapılar var. Bunlar, sivil-asker bürokratik yapılar. Osmanlı İmparatorluğu, kapıkulu sistemi ile yönetiliyordu. Bu sistem değiştiğinde, devlet ‘hastalık mikrobunu’ kaptı. Kapıkulu, ikiye ayrılıyordu: İç oğlanlar (= saray bürokratları) ve Dış oğlanlar (= yeniçeriler = asker bürokratlar). Bunların ikisi de devşirmelerden oluşuyor idi. Önce, yeniçerilik ‘sıradan’ ahaliye açıldı, eğitimleri ihmal edildi, içerdeki bütünlüğün bozulmasına (= mezhebî farklılaşmalara) göz yumuldu, sayı da astronomik bir şekilde artırıldı. 1600’lü yıllara gelindiğinde yeniçeri sayısı 20.000’den 100.000’in üzerine çıktı. İç oğlanların (= saray bürokratlarının) eğitiminde ve atanmasında da gerekli özene riayet edilmedi.
Bu insanlar tarihi boşa okuyor; tarihten hiç ders almıyor. Dev (mimarî ve bürokratik) yapıları ve lâle devri yaşam tarzları ile ‘yıkılmadım, ayaktayım.’ demeye devam ediyor.
Kimi kandırıyorlar?!. Bu gidişle çöküş, kaçınılmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder