ZORUN KOLAY, KOLAYIN ZOR KILINMASI
Leyl : 5-10.
Leyl, gece, karanlık demek.
Madden = fizîken gece, Güneşin yokluğu. Mânen = metafiziken gece, İlâhî Bilginin yokluğu.
Leylin (= gecenin, karanlığın), gündüze (= aydınlığa, nûra) dönüşmesi, bu sûrenin 5 ilâ 7. âyetlerinde anlatılır.
“veemmâ men e’atâ vetteqâ ve saddeqa bil hüsnâ fesenüyessirhu lil yüsrâ. = Kim verir ve sakınırsa, güzeli (güzel olanı) doğrularsa (tasdik ederse), Biz ona kolayı (çook daha) kolay kılarız.” (92/5-7.)
Verme, cimriliği önler. İttiqâ (= taqvâ), Allah’tan korkma, sakınma. Tasdik (= saddeqa), Allah’ın Sözünü doğrulama. Güzel (= hüsnâ), Allah’ın Sözü (= dini). Burada, bilgi (= teori), tasdik (= iman) ve ahlâk (= eylem) var. Bu üçü, birinde varsa, ona kolay olan, kolaylaşır.
Kolay olan, dindir, dinin yaşanmasıdır; bu din, İlâhî de şeytanî de olabilir.
Dinin kolay yaşanması için, (Allah’ın Sözünün) bilinmesi; O bilgiye inanılması ve O bilginin bir ahlâk olarak pratiğe dökülmesi gerekir.
Kolay olanın kolaylaşması, bu üçünün (= bilgi, iman ve amelin) kişide aynı ânda bulunmasına bağlıdır; yoksa, bilmek de, inanmak da yaşamak da kişiye zor gelir. Bilgi var, ama inanç yoksa, amel zorlaşır. İçinde inanç/iman olmayan bilgi, şüphe barındırır; bu da amelin yapılıp-yapılmamasını güçlendirir. Bilginin, inanca ve amele (eyleme = ahlâka) dönüşmesi, ‘nasip ve samimiyet’ işidir. Bu, tek yönlü bir süreç de değildir, tersinden de işler. Amelde (eylemde = ahlâkta) samimiyet varsa, bilme kavîleşir, güçlenir, o bilgi yakîn (= kesin) bilgi = iman hâlini alır.
Din, bilinmeden ve inanmadan yaşanabilir mi?!.
Yaşanabilir ama bu yaşamın bilinçsiz bir yaşam olmaması için, yaşamın bilgi ile, bilinç ile buluşması, oradan imana (= tasdike) dönüşmesi gerekir. Bildiğini yaşamayanlara (= bildikleri ile amel etmeyenlere), bilgi hamalı deniyor; onlar, o bilginin altında ezilirler.
“Vermeyenler (= cimrilik edenler), kendini zengin (= ihtiyaçsız, müstağnî) görenler ve güzel olanı yalanlayanlar (= inanmayanlar) için zor olan, (çook) kolay kılınır.” (92/8-10.)
...
Sözgelimi, namazın ve orucun ne olduğu bilinmeden samimiyetle kılınır ve tutulursa; o namaz ve o oruç, kişiye zor gelmez, ama, namazın veya orucun ne olduğu bilinirse o namaz “zevkle” kılınır, o oruç “zevkle” tutulur. Bu “zevk” de namaz ve oruç hakkındaki bilgimizi kesinleştirir, keskinleştirir, imanımızı güçlendirir, bizdeki taqvâyı artırır ve bizi “ihsan mertebesine” ulaştırarak bizi Rabbimize daha çok yakınlaştırır; inşallah.
Yorumlar
Yorum Gönder