İBÂDET

İbâdet deyince ne anlıyoruz?!.

Allah’a kulluğu.

Namaz kılmayı, oruç tutmayı, zekât vermeyi, hacca gitmeyi. (mi?!)

Bu ibâdetleri, belli zaman dilimlerinde yapıyoruz. Namazı, günde beş vakit, hadi her vakte saat verelim, 2,5 saat; gün 24 saat. Orucu yılda bir ay tutuyoruz, yıl 12 ay. Zekâtı yılda bir veriyoruz; hacca, ömürde bir gidiyoruz...

Diğer zamanlarda başka bir ilâha mı ibâdet ediyor = kulluk yapıyoruz?!.

Tabiî ki de hayır. O zaman, her zaman Allah’a ibâdet ediyor = kulluk yapıyorsak, her ânımızı ibâdet bilinci ile geçirilmeliyiz. = Her yaptığımız işi ibâdet diye görmeliyiz. Belli zamanlara has ibâdetleri (= namazı, orucu, zekâtı, haccı), hayatın tüm ânına yaymalıyız, ki, başka bir ilâha ibâdet etmemiş = kulluk yapmamış olalım.

Belli zamanlarda, Allah’a = Allah için yaptığımız ibâdetler, Allah’a ibâdeti her zaman yapmamızı, yapmamız gerektiğini bize öğreten provalar, alıştırmalar olsun. Bu ibâdetlere böyle “bakmazsak” (böyle yapmazsak)!, Allah korusun, diğer zamanlarda başka ilâhların (= tağutların, putların, nefsimizin, vs.) emrine girer ve onlara kulluk ederiz. 

“İyyaKe na’budu ve İyyaKe nesteîn.” (1/5.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET