BİR ÂYET, BİR HADİS
Âyet, Zümer, 42. “Allah, ölümleri anında ruhları bedenlerden çekip alır. Henüz ölüm vakti gelmemiş olanların ruhlarını ise uyudukları sırada (uykularında) alır; sonra ölümüne hükmettiği kimselerin ruhlarını berzah âleminde tutar (onlara geri vermez); diğerlerini de belirlenmiş bir süreye kadar yaşamaları için serbest bırakır (onlara geri verir).”
Hadis : Âlimin uykusu (bile!) ibadettir. Bile, bana ait. Not : Bu sözün hadis olup-olmadığı tartışmalıdır; kelam-ı kibar diyenler, Gazali’ye atfedenler de var.
Bu kısa not, bu âyetten ve bu hadisten söz edecek.
Âlimin uykusu niye ibadettir?!.
Önce şunu belirteyim, buradaki âlim, ilmiyle âmil âlim; kitap yüklü âlim değil.
İşte o âlim, uyanıkken Rabbinin Emrine karşı çook hassastır, O’na karşı kusur etmemeye, O’nun Emrine muhalif olmamaya (= başka ilâhlara itibar etmemeye) çalışır; bunun için yorulur. (Bknz. Nasb. 94/7.)
O âlim, dinlenmek ve yeniden yorulmak için uykuya yattığında da kendini Rabbine emânet eder; Rabbi ona kendini geri verirse, yine Rabbi için (Rabbinin Emri = Dini için) yorulmaya devam eder.
Buradan âyete geçebiliriz. Uyku, (yarı) ölüm gibidir. Aradaki fark : ölümde ruhlar, geri verilmemek üzere alınır; uykuda ise geri verilir = uyuyan, uyandırılır. Bu yüzden âlim, uykuda da Rabbinin Gözü önünde = “...fe inneke biea’yüninâ...” (52/48.) olduğunu “bilir”!.
Bu yüzden olsa gerek, kulları arasında Allah’tan en çok korkanlar, âlimlerdir. (Bknz. 35/28.)
Yorumlar
Yorum Gönder