KİMİN İÇİN?!.

Bişey biri içindir, onun için işletilir. O şey, bir dükkân da olabilir koca bir devlet veya siyaset de. Ben, bu yazıda dünyada geçerli olan genel demokratik siyasetin (devlet yönetim biçiminin) kime hizmet ettiğine, kimin için olduğuna, kimin işine yaradığına şöyle bir dokunup-geçeceğim.

Bi şekilde bi düzen kurulmuşsa, o düzenin kurucuları elbette bir amaç gözetmişler ve o düzenin tıkır-tıkır işleyişine özen göstermişlerdir. Amaç, kurulan düzenin kime ya da kimlere hizmet ettiği ile alâkalıdır; işleyiş, bu amaca uygun yürür ve bu işleyişte görev alan aktörler ona göre seçilirler. Kimlerdir onlar?!. Siyasetçiler. Bürokratlar (Memurlar). Yasa yapıcılar ve o yasaları uygulayıcılar (Hakimler. Savcılar...) Yasalara uymayanları cezalandırıcılar (Askerler. Polisler. Gardiyanlar vb.) Danışmanlar (Bilim adamları, İlâhiyatçılar dahil). Bunların hepsi, işleyen düzenin nihâi amacını bilmez, bilmeleri de (zaten) istenmez; onlar “parçalı bilgilerle” (= çeşitli uzmanlık alanları ile) oyalanmalı, onların bütünlüğü (tevhîdi) kavramaları önlenmelidir; aksi hâlde uyanırlar.

...

Bir Müslüman, içinde yaşadığı düzenin Allah için işleyip-işlemediğini bilmek = bu bilince erişmek zorunda değil midir?!.

Ama, aptal (kafası çalışmayan) Müslüman tercih sebebidir.

...

Allah (Rızası) için tek tek (tikel) olarak yaptığımız şeyler, totalde (toplamda) birileri tarafından, (başkaları için) kullanıyor. Ramazan, o birilerinin aç bıraktıklarını doyurmanın, yakıp-yıktıklarını onarmanın ve bu yolla sevap kazanmanın aracına dönüşüyor. Tamam da, her Ramazanda bu böyle mi olacak?!. İnsanları aç ve açık bırakan bu düzen, hiç değişmeyecek mi?!.

Bu düzenin kime hizmet ettiğini bilmeden, hepimiz öyle ya da böyle bu düzene hizmet ediyoruz; kimimiz memur olarak, kimimiz işçi ve esnaf olarak... düzenle işbirliği yapan dinden (= resmî/yandaş ilâhiyattan/teolojiden) de yardım alarak, bu düzenin devamlı/ebedî yaşaması için ölmeyi = şehit olmayı bile göze alıyoruz.

...

Orucu Allah için tutanlar, kimin için ne yaptıklarını da oruçlu iken çok daha rahat düşünebilirler diye düşünüyorum.

Hz. Ali (r.ahn)’ın her gün kendine sorduğu soru (= Bugün Allah için ne yaptın?!.), hem bireyseldi hem siyasaldı (toplumsaldı); o soru çok boyutlu bir soru idi.

Allah’a kulluk, her gün Allah için bişeyler yapabilmektir.

Eğer Müslümanlığın (= Allah'a kulluğun) bir ölçüsü varsa bu, Allah için yaptığımız şeylerle, başkaları (= Allah’ın dinine uymayan başka ilâhlar) için yaptığımız şeylerin mukayesesi şeklinde olacaktır.

Not : Allah için yapılan şeyler, yine bizim ama hepimizin işine yarayacaktır; Allah'ın bişeye ihtiyacı yoktur. Ama, Allah Rızası dışında yapılan her şey, birilerinin işine yarıyor, birilerine de zarar veriyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET