GİBİ

Gibi, birini birine, bişeyi bişeye “BENZETME”!.

Dünkü “Ölü” yazıma “güzel” tepkiler aldım, bu sayede gözümden kaçan bazı hususları fark ettim; bu yazı, onlarla ilgili olacak ve bu farkındalıkla o yazıda kullandığım “gassalın elinde ölü gibi olmak” sözünü, mürîd-mürşîd ilişkisi bağlamında şerh etmeyi deneyeceğim.

Mürşîd, rüşde “ermiş”, irşada lâyık kişidir. Bu rüşd, bizim bildiğimiz GİBİ bir rüşd değil, bunun yaşla uzaktan-yakından bir ilgisi-alâkası yok. Hz. İsâ (a.s.)’a çocukken (daha bebekken) rüşd verilmişti.

“Allah, hem meleklerinden hem de insanlardan dilediğini ELÇİ olarak SEÇER.” (22/75.)

Seçim, rastgele olmaz; hele de bu seçim, Allah’ın bir seçimi (= seçmesi) ise.

Mürşîdin seçimi (seçmesi) de aynen bunun GİBİ’dir, buna BENZER. (= Allah’ın ahlâkı ile ahlâklanmak!.)

O yazıya gelen tepkilerin birinde, MİT’e (= Millî İstihbarât Teşkilâtına) adam seçerken bile özenli davranılır, mürşîd de, “en azından” MİT’e adam seçer GİBİ seçici olmalı, herkesi seçmemeli, deniyor.

Herkesi seçmek, zaten bir seçim (= seçmek) değil veya seçimin ruhuna uygun değil.

“Mustafa”, seçilmiş demektir.

Seçilenler, “çok özel görevler” için seçilirler.

...

Bugünün tasavvufunda bu tür bir seçim, neredeyse rafa kalkmış durumda. Bunun, geçmişte “konjonktürel” (= şartlara bağlı) sebepleri var/dı ama yine de “öncü güçlerin seçiminde” çook titiz davranılmalı/ydı. Bugünün tasavvufu ticarîleştiği, popülerleştiği ve post-modernleştiği için, bu tür bir seçimi önemsemiyor GİBİ ve, “bin kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.” deniyor. Bunu da anlamak/anlayabilmek lâzım. Biliyoruz ki geçmişte çemberi geniş tutmak, kimsenin çemberin dışına çıkmaması için çabalanıyor ama çemberin merkezinde “seçici” olunmazsa, işler "işte böyle" laçkalaşıyor.

Her hâlükârda seçim şart.

Allah kullarından “dilediğini” seçecek, kullar da insanlardan. Buradaki dileme, seçmeyi olduğu kadar seçilmeyi de kapsar.

Keyfî seçim olmaz; seçilmeyi de hak etmek gerek.

Allah (c.c.), nasıl bizi ölü iken diriltti ise, mürşîd de mürîdini ölü iken "diriltir"!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ