DİNLE KANDIRMAK
Normalde dinle kandırma olmaz; ama dindarlar cahil olunca (= dindarlar dinlerini bilmeyince) dinle kandırmak çok kolay hâle gelir.
İlk dönem dindarları (= sahabeler), dinlerini iyi biliyorlardı; Efendimiz onlara dinlerini iyi ve doğru öğretmişti.
Ne zaman, din öğretiminde = dinin ana omurgasını anlamada bir “gevşeklik, bir sapma” oluştu, işte o zaman, insanları dinle kandırmak çok kolay hâle geldi.
Kandırılanlar, samimî dindarlar; onların hiçbir suçu-günahı yok; tüm günah, dini (ekonomik ve siyasî) çıkarlarına âlet edenlerde.
...
Mevcut iktidarı (= ittifakı) da büyük ölçüde bu (cahil) dindarlar destekliyor. Bu dindarlara (= insanlara) gerçek din anlatılsa idi, bu iktidarın bu kadar uzun süre iktidarda kalması mümkün değildi. Bu, ateistlerle (= dinsizlerle) ve laiklerle aynı siyasî çizgide buluşmak anlamına gelmiyor; başka bişeyden söz ediyorum.
Bu dindarlar (= bu insanlar), eğer dinlerini doğru bilselerdi (= anlasalardı), ülkedeki iktidar bambaşka bir iktidar olurdu ve 25 yılda, özellikle “adâlet” alanında çook daha iyi işler yapılabilirdi. Yapılmadı mı?!. “Kalkınma” alanında yapıldı ama bu kalkınma, büyük ölçüde “zenginlerin” işine yaradı. Bunun en doğru, en resmî göstergesi, 2025 yılı bütçesindeki sosyal yardımların miktarı; en fazla artış bu kalemde, %234 = yüzde 234.
Geçen 25 yılda en çok kim zenginleşti?!, sorusunu doğru cevaplayamazsak, daha çook kandırılırız; hem de dinle.
Yorumlar
Yorum Gönder