KELLİM KELLİM LÂ YENFÂ
Anlamı, konuş konuş (istediğin kadar yaz) boşuna, faydasız, etkisiz.
Etki (= tesir), kalp meselesi, bilgi meselesi değil.
Bilgiden bilince geçilemediği sürece konuşmanın da yazmanın da bi faydası yok.
Bilgiden bilince nasıl geçilir?!.
Bilgi, sistemli hâle getirilir, sindirilir ve o bilgi ile de kalp iknâ edilirse = olursa.
İknâ, kanaattir. Kapitalist kültürde (= iklimde) yetişen kalbin iknâ edilmesi ve kanaat etmesi çook zordur; o kalp, bilgi de dahil hiçbir şeyle doymaz; bildikçe bilmek, yedikçe yemek ister, doymak bilmez; doysa bile ileride aç ve açık kalacağından korkar, biriktirir.
İknâ, rızadır. Veren’den razı olunmadıkça, verilenden razı olunmaz.
Bilgi, verilendir.
Verilen bilinmedikçe, bilgiden bilince geçilemez; ve, mal (= para, servet) biriktirir gibi sürekli bilgi biriktirilir.
Böyle adamların gözü doymaz, onlara bilgi (= uyarı) tesir etmez; onlar servet avcıları gibidirler.
Kalp, Veren’i bulmadıkça doymaz; o, ancak ve ancak Veren’le doyar = mutmain olur.
“... elâ bi Zikr-lAllah’i teatmeinn-ül kulûb.” Kalpler ancak Allah’ı zikir ile tatmin olur. (13/28.)
“Sen, Zikre (= Kur'ân’a) tâbî olanları, (idrakleri aştığı = bilğayb olduğu için) görmeden Rahmân’dan korkanları uyarabilirsin...” (36/11.) Sadece onlara söz = uyarı fayda eder; öbürlerini bin kere (milyon, milyar kere) uyarsan, faydasızdır; onların önleri-arkaları (= içleri-dışları) setlerle (= barikatlarla) kap/l/anmıştır, onların kalpleri katılaşmış, taşlamıştır. (Bknz. 36/9.) Onlarla konuşsan da konuşmasan da birdir, onlara söz (yazı, uyarı) tesir etmez. (Bknz. 36/10.)
...
Sen, yine de kellim kellim lâ yenfâ’ sözüne pek güvenme!; belki içlerinden “birine” sözün (veya yazının) bi faydası olur; sen söylemeye veya yazmaya devam et!. Biz seni kolay olana muvaffak kılacağız. Sen hatırlatmaya devam et, hatırlatma fayda versin-vermesin!. Rabbinden haşyet duyan öğüt alır. (sen bunu bilemezsin!.) (Bknz. 87/8-10) Ama şunu bil!. Önce, o sözlerinin veya yazılarının sana bi faydası (= etkisi, tesiri) olsun; sonra da söylediğin o sözlerin ve yazdığın o yazıların arkasında dur, yamulma!.
“Sen ve tövbe edip Seninle birlikte olanlar, emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun!. Aşırı gitmeyin. O (= Allah), yaptığınız her şeyi görmektedir.” (11/112.) Dikkat! bu âyet, Efendimizi “ihtiyarlatan” (= Onun saçını-salkalını ağartan) âyettir.
Yorumlar
Yorum Gönder