SEÇİCİ OKUMA
Yayınlanmış o kadar çok kitap ve makale (dergi) var ki, hepsini okuyabilmek mümkün değil; yayın patlaması yaşanıyor.
Ne yapmak gerekiyor?!.
Seçici okuma yapmak gerekiyor.
Nasıl?!.
Mümkün olduğu ölçüde, düşen (veya düşmeyi, düşebileceğini düşünen) düşünürlerin kitaplarını veya makalelerini okumak gerekiyor.
Düşünürlerin çoğu, sırça köşklerinden konuşuyor; halkın (ahâlinin) yaşadığı gibi bir hayat yaşamıyor. Bu yüzden, bir kitabı ya da makaleyi okumaya başlamadan önce, yazarının hayatına bakmalı/araştırmalıyız; bu adam nasıl yaşıyor ve ne söylüyor diye. Söyledikleri ile yaşadıkları arasında bir tutarlılık varsa, veya söyledikleri ile yaşadıkları arasında kıvranıyorsa, onu, okunmaya değer biri olarak görebiliriz; yoksa atın gitsin!.
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?!.” (61/2.) veya yazıyorsunuz?!. Anlaşılan siz, bu işten bişeyler (= para, itibar, vs.) kazanıyorsunuz. Sizler, kazandırmaya değil, kazanmaya teşnesiniz. (Teşne : arzulu, istekli, hevesli.)
Okuma, kazanma içindir, kazandırma için değil. Yazma ise kazandırmak içindir. Bu yüzden, okurken (de) seçici olmalıyız.
Her şeyi olduğu gibi okuma-yazmayı da ticarete dönüştüren kapitalist zihniyete prim vermemeliyiz. Sırça köşklerinden “atıp-tutanların”!, (= nâralar atanların) bize verebileceği bişey yok; onların derdi, köşklerine herhangi bir “saldırının”! olmaması.
Yorumlar
Yorum Gönder