BEDEN = BODY = VÜCUD
Başlığa, bedenin Türkçe, İngilizce ve Arapça karşılıklarını yazdım; beden, Arapçada hem vücud hem beden; kelime bize Arapçadan geçme.
Bedenlenmeden önce de vardık!; ama burada bu bedenle (bu bedenimizle) varız. Buradan giderken bu bedeni burada bırakarak gidiyoruz.
Bedenimiz, bizim âletimiz; burada onu kullanıyoruz. Beden âletimizse, onu kullanan kim?!. Biziz. Benim.
Biz kimiz, ben kimim?!.
Bu sorunun cevabı nesnel değil, öznel. Öznel olan şeyler, dile gelmez. Kimse, kimseye öznel deneyimlerini aktaramaz. Öznel deneyimler bilimin alanına da girmez. Öznel deneyimler, özel yaşantılardır; onları, yaşayanlar ve Allah bilir.
...
Bedenimiz, görünen (= fiziksel) yanımız; ona dokunabiliyor, ‘onunla’ görebiliyoruz; onun bir kısmı yaralandığında acı (veya ağrı) hissedebiliyoruz. Acı (veya ağrı) hissi, bedenin bir bölgesinde (sözgelimi dişte) ise, tüm bedenimiz bu acıdan etkileniyor.
Pekiî, rüyada, fiziksel bedenimiz yatakta iken, ne ile geziniyor, görüyor, duyuyor, dokunuyor veya kokluyoruz?!. Sözgelimi rüyada yaralandığımızda yataktaki bedenimize neden bişey olmuyor?!.
Rüya bilimciler (= oneirinotlar), rüyada fiziksel bedenimizle değil, astral bedenimizle rüya görüyoruz diyorlar. = Rüya görmek için fiziksel bedenimizi kullanmıyormuşuz!. Hatta rüya için dış dünyaya bile ihtiyacımız yokmuş!. Rüyanın dünyası tamamen içimizde, 'zihinsel' imiş!. Rüyadan uyanınca, dış dünya gerçekliği ile yüzleşiyormuşuz!.
...
Uyku, yarı/m ölümdür.
“İnsanlar uykudadır; ölünce uyanırlar.”
“Ölmeden önce, ölün!.”
...
Eğer bu (fiziksel) beden, bu dünyaya aitse, ara ara astral (en azından düşünsel veya hayalî) olarak bu dünyadan ayrılmak = dünyaya fazla bağlanmamak (= ehlede ilel ard hâlinden uzak durmak 7/176), böyle bir duygunun varlığını deneyimlemek veya gördüğümüz rüyalar hakkında biraz olsun düşünmek gerekmez mi?!.
Astral ve rüya kavramlarını biraz açıklamam lâzım. Astral terimi, doğu dinleri menşe'li (= kaynaklı); ruhun bedenden ayrılmasını, tek başına gezinmesini ifâde ediyor. Rüya, reâ/görmek fiilinden isim; genelde uykudaki görme için kullanılıyor, ama her rüya uykuda görülmüyor. Nebevî Rüyalar, “uyanıkken” görülen Rüyalardır veya “Bilinçli = lucid Rüyalardır”!. Bu Rüyalar, hem fiziksel gerçekliğe uygundur hem de fiziksel gerçekliğin üstünde (gaybî) “gerçekliklerin” varlığını haber verirler.
...
Ölüm, fiziksel bedenimizin işlevsiz kalması, artık onun bir âlet olarak kullanılamaması hâlidir.
Ölüm, aynen rüyada fiziksel bedenimizi kullanmadığımız durum gibi bir durumdur. Allah-u A’lem, ölüm sonrasında bize, buradaki fiziksel bedenimizi nasıl kullandığımıza bağlı olarak “yeni bir beden” verilecek, ve ötede o bedenle yaşayacağız. O beden, kimilerinde çook mükemmel olacak ve miss gibi kokacak, hiç dışkılamayacak; kimilerinde de çook ağır, çook berbat kokular salacak, sahibini bile tiksindirecek!.
Yorumlar
Yorum Gönder