TAHIYYÂT
Tahıyyâtın kökü, hayat. Tefekkür veya tezekkür gibi tefa’ul babından. Bu babın özelliği, “hareketlendirme”!. Biraz açayım. Fikir, hareketsiz düşünce; tefekkür, düşünme = düşünceyi harekete geçirme. Tezekkür de aynı. Zikir, tezekkürle zikretmeye dönüşür.
Tahıyyâtta da durum aynı. Hayat, tahıyyâtla hayat olur = yaşanır.
Tahıyyât, namazın “son rüknudur”!. Namaz, tahıyyât ve selâm ile biter. Namazın diğer rükunları, bizi hayata (= tahıyyâta) hazırlarlar, bize hayatı (= tahıyyâtı) öğretirler.
Tahıyyâtta ne vardır?!.
(Namaz, Mü’minin mîracıdır. Mîrac’ta ilk sözü Rabbimiz Mü’minlere vermiştir. Önce Efendimiz, sonra Mü’minler, hep birlikte : )
Et-Tahıyyât-ü lillah. = Asıl Hayat Allah’ındır. ves-Salavât-ü vet-Tayyıbât. Gerçek ve “temiz” yardım da O’ndandır.(derler.)
(Bize göre "sonra"!, Allah söz alır.)
Es-Selâm-u aleyke eyyüh-en Nebi’yyü ve Rahmetullah-i ve berakâtüHû. = Allah’ın Selâmı, Rahmeti ve Bereketi Senin üzerine (olsun) Ey Nebî!. (der.)
(Sonra da sâlih kullar :)
Es-Selâm-u aleynâ ve alâ ıbâdillah-is Sâlihîn. = Allah’ın Selâmı biz sâlih kullarının üzerine olsun. (derler.)
(Sonra da hep birlikte = herkes :)
Eşhedü en lâ ilâhe illâ-l Allah ve eşhedü enne Muhammed-en abduHû ve RasûlüHû.” der ve etrafındaki herkese (= sağına-soluna) selâm verir.
Yorumlar
Yorum Gönder