KÖPÜK

Köpük : İşlem hâlindeki katıların ve sıvıların üzerlerinde oluşan hava (gaz) kabarcıkları. Arapçası, zebed. Kelime, Kitâb’ta sadece Râd Sûresi 17. âyette üç kez geçer; ilk ikisi nekra, üçüncüsü ma’rifedir. Köpüğün faydasız ve kaybolucu (yok olucu) bişey olduğu söylenir.

Gerçek sandığımız amellerimiz de köpük, köpük gibi olmasın!.

Konuşurken ağzımızda oluşan köpükler gibi, yaptığımız her amelin de üzerinde köpükler oluşur. Niyetimiz hâlis değilse, amellerimiz de, o köpükler (baloncuklar) gibi yok olur gider.

Amelleri hâlis yapan nedir?!.

Karşılığını sadece Allah’tan beklemek = Allah (rızası) için iş yapmaktır.

“ve lâ tedu’ meallahi ilâhen âhar, küllü şeyin hélikün illâ Veche.” Allah’tan başka birine yalvarma (dua etme, ve lâ tedu’), O’nun Vechi dışında her şey (ve herkes) yok olucudur. (28/88.)

Allah’tan başka her şey (ve herkes), aslında bir köpüktür. Allah’ın o köpükleri birer cevhere (= değere) çevirmesi, bizim iyi (= hâlis) niyetimize bağlıdır. 

Amelde niyetimizin hâlis olması, amelimize değil, Rabbimize güvenmeyi gerektirir. Amele güvenmek, o ameli Yaptıran’a değil, yapana (= kendimize) güvenmektir, buna ucb denir. Ucb, gizli, altta yatan kibirdir, yaptığımız ameli/işi göstermek veya köpürtmektir.

Kalbimizde, gönlümüzde olanları (= niyetlerimizi) Rabbimizin bilmediğini mi sanıyoruz?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK