ARALIK

İçinde bulunduğumuz aydan (Aralık ayından) söz etmeyeceğim; sizlere “kendimce”! bir “model” sunacağım.

Bu aralığı, her yöne (= bütün yönlere) hareket edebilen, ister bir nokta gibi, ister bir küre gibi, ama kesinlikle “küçük/küçücük bişey”! olarak düşünün.

Bu küçücük aralıkta, “bizim bildiğimiz somut-soyut, maddî-ma’nevî, tüm kâinat = her şey” var. “Bize göre”, devâsâ boyutlara ulaşan bilgi yığını/mız, tüm açıklamalar/ımız, özgür irademiz dahil, hepsi bu aralığın içinde. Her yöne yönelebilen bu aralığın iki ucu, “uçsuz-bucaksız ve sonsuz”!. 

İşte bizler, burada, bu kısacık aralıkta iş yapıyor ve hayat sürüyor, yaşıyoruz. Tüm bilimsel çalışmalarımızı (= açıklamalarımızı) ve tüm kararlarımızı da kısacık bu aralığın içinde/n yapıyoruz, alıyoruz. Bu aralığın içinde “özgürüz”!. (Özgür olduğumuzu sanıyoruz mu demeliydim, bilemedim; aslında = gerçekte, bu aralığın iki yanında alınan kararlara tâbiiyiz.)

“ve mâ teşâûne illâ en yeşâ-Allah...”  Allah dilemedikçe, siz dinleyemezsiniz. (76/20)

Allah, sizin (= bizim) dilemenize (dilememize, bilmemize, yapıp-etmemize, vs.) bu küçücük aralıkta izin verdi. Bu izni kötüye kullanmayalım!. Haddimizi bilelim!.

Tüm imkânın bu küçücük aralıkta olduğunu (bulunduğunu) zannetmeyelim!. “Sonra”, yanıldığımızı anlar, “pişman” oluruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK