BİLGİ, BİLİNÇ DEĞİLDİR.

Bu cümleyi, ‘Bilmek, bilinçli olmak demek değildir.’, şeklinde de yazabiliriz.

Öyleyse, bilgi (= bilmek) ile bilinç (= bilinçli olmak) arasındaki fark nedir?!.

Bilgi, insanda eyleme (= amele) dönüşmediği (= depolandığı, saklandığı, âtıl kaldığı) sürece, o bilgiye sahip olan kişi, bilinçli değildir. Bilgiyi bilince dönüştüren, kişideki sorumluluk duygusudur. Son cümle, bilgiyi duygu ile ilişkili kılar. Duygusuz bilgi, bilince dönüşmez. Bilince dönüşmeyen duygu da (bilgi de), eyleme (= amele, davranışa) dönüşmez. 

Yanlış (= hatalı; hadi Daryush Shayegan’ı izleyerek “yaralı” da diyelim) bilinç, yanlış bilgi ve yanlış duygu demektir. Doğru (= sahih) bilinç, doğru bilgi ve doğru duygu demektir. Bu da bilgi ile duygunun uyumu, kişinin bilgisine ve duygusuna inanması = güvenmesi anlamına gelir.

Gerçek iman (= îkân), doğru (gerçek) bilinçtir. Bu iman, doğru bilgi ile doğru duygunun uyumudur. İmanın sahtesi, kişiye güven (= eman/emn) vermez; şüphe ve ‘endişe’! içerir. 

Gerçek imanda (= îkânda) kalp, mutmaindir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK