PEKİŞTİRME
Pekiştirmek, pek hâle getirmek.
Pek ne?!. Sağlam.
Dilbilgisinde pekiştirme harfleri var : m, p, r, s. Kıpkırmızı, tertemiz, sapsarı, bembeyaz, vb. Kıpkırmızı, kırmızın kesinliğini (sağlamlığını) ifâde eder...
Pekiî, bilgilerimizin sağlamlığını (= pekişmesini) nasıl sağlarız?!.
Doğruluğuna inandığımız bilgileri sürekli tekrar ederek, hatırlayarak (= zikr).
“ya eyyühellezîne àmenû-zkürû Allah’e zikran kesîrâ. Ve sebbihûHü bükraten ve asîlâ.” (33/41-42.) Ey iman edenler!, Allah’ı çook zikredin. O’nu sabah-akşam tesbih edin.
Ki, sizde “Allah bilinci” pekişsin.
...
Beyin (= hafıza), uzun süre hatırladığımız = tekrar ettiğimiz şeyleri unutmaz, unutmuyor; ara-sıra (Cuma’dan Cuma’ya, bayramdan bayrama, vs.) hatırladığımız şeyleri ise çok çabuk unutuyor. Bu, bilimsel olarak kanıtlanmış bi şey.
Ramazan’dan Ramazan’a Kitâb’ın yüzünü açarsak da öyle.
“Bükraten ve asîlâ”nın = sabah-akşamın Kitâb’taki bir başka karşılığı da “leylen tavılâ” = gece-gündüzdür. Yâni, her zaman O’nu hatırlayın = O’nu zikredin, demek.
Bu, sabah-akşam, gece-gündüz, elimize bir tesbih alıp, sürekli Allah, Allah, Allah demek, zikir çekmek midir?!.
Hayır.
Her ânınızda O’nun istediği gibi bir kul olmaya çalışın, her yaptığınız işte O’nun Rızasını aramaya gayret edin, demektir.
Pekiştirme olmazsa, bu olmaz. Bunun için illâ bir tarikata girmemiz (= intisap etmemiz) gerekmiyor. Ayrıca, zannımca bi çok tarikatta da “ölü zikir”! yapılıyor.
Kapitalist dünyanın oyuncakları = kapitalist şeytanlar (= tağutlar ve putlar) bize O’nu çabuk unutturuyorlar; O’nu sabah-akşam, gece-gündüz (= her zaman) zikretmemiz = hatırlamamız lâzım.
Ve bu zikrin bizi uyandırması şart; uyandırmayan zikir, uyutur. Bu yüzden ben, bi çok tarikattaki zikre “ölü zikir”! diyorum.
“Ölü zikir”!, uykuyu pekiştirir.
Yorumlar
Yorum Gönder