RÜŞT ve MÜRŞİT

Rüşt, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırabilecek olgunluğa (yaşa?!) gelme, akıl baliğ olma.

Mürşit, bu özelliklere sahip olmayanlara rehberlik eden, yol gösteren (kişi).

Bu kadar çoook insan, kendine bir mürşit arıyor veya bir mürşide bağlanıyorsa, hatta ‘mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır, (= Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır.) deniyorsa, bu insanlar, 40-50 yaşlarına gelmiş olmalarına rağmen, hâlâ rüşde erememiş ve çocuk kalmışlar demektir.

...

Sorumluluk

Dînî dıyla mükellefiyet, teklife muhatap olma. Sorumluluk bireyseldir. Herkes kendinden (kendi yaptığından) sorumludur. Birilerini taklit ederek yaptığımız işler, yarın yanlış çıkarsa, bize senin aklın yok muydu?! denecek.  Efendimiz, kendi kızı Fatımâ’yı bile kurtaramayacak. Ona : ‘Kızım, babanın Peygamberliğine güvenme, nefsini Allah’ın satın almasını sağlayamazsan, Ben senin namına bişey yapamam.’ (Müslim, İman, 89.) demiştir. İsmet sıfatına sahip olan bir kul, kızına bunu söylerken, bizim mürşitler, müritlerine cennet vadediyor. Aldanmayın!, akl-ı selîminizi kullanın; sonra pişman olursunuz. Haâ, dinleyin, ölçün-biçin, tartın ama sonunda kalbinizin sesi ile hareket edin.

...

Nefsi Allah’ın satın alması ne demek?!.

Kişinin her yaptığı işi Allah’ın (emrettiği şekilde/gibi) yapması, Allah’ın emrine aykırı işleri yapmaması demek.

Kul, nefsini Allah’a satan, Allah (Rızası) için çalışan adamdır.

Bu da “Lâ ilâhe illâ-l Allah”ın fiilî isbatıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET