LÜBBÜ-L LÜBB
Lübb, özse; Lübb-ül Lübb de özün özüdür.
Bir çoook öz, (= her şeydeki öz = bu kadar çoook öz), özü "değersiz"! kılar. Herşeye özünü veren BİR ÖZ bulunmalı, en değerli ÖZ de O olmalı!. Bu ÖZ, bütün özleri yaratıyor, yaşatıyor ve kontrol/idare ediyor olmalı. Her şey ve her insan, kendi özünü fark edince (= bulunca), BU ÖZ’le irtibatını kurabilmeli; her şeyin ve her insanın özünde BU ÖZ bulunmalı, var; çünkü her şeyi ve her insanı O ÖZ yaratmıştır, kodlamıştır, her şeye yaradılışını (= fıtratını) O ÖZ vermiştir.
Buradan (bu boyuttan) bakınca, biz bir çoook öz görürüz. -- özü göremeyen, kabuğu gören materyalistleri devre dışı tutuyorum -- ama boyut değiştirince!!! (= lübb boyutuna girince/geçince!!!) bütün özlerin TEK BİR ÖZ olduğunu görürüz, görmeliyiz; hatta bu özlerin öz bile olmadığını (?!) anlarız, anlamalıyız. TEK BİR ÖZ’e muhtaç olan özler, nasıl birer öz olabilirler?!.
Görüntü dünyası (= fenomenal dünya) bizi aldatıyor; sanırım bunu sadece Ülü-l Elbâb olanlar anlıyor-biliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder