YAŞAM KALİTESİ

Yaşamın bir kalitesi varsa bu, yaşanan acıların ve hazların birlikte ele alınmasına bağlı. Acısız ve hazsız yaşamın (= sırf acı ile dolu veya sırf haz ile dolu bir yaşamın) kalitesi tartışılır, bence böyle bir yaşam kaliteli de olmaz.

Pekiî, hayatta ne kadar acı, ne kadar haz var?!.

Bunu, Tanrı’dan başka hiç kimse bilemez. Biri, 50 birim acı yaşarken, öbürü 500 birim acı yaşar. Yine biri, 50 birim haz yaşarken, öbürü 500 birim haz yaşar... Dünya, hazların ve acıların toplamıdır; hazsız acı; acısız haz; hazzın da acının da hayatın da anlamını ortadan kaldırır. Buradaki yaşamımız, iki duyguyu da tatmak, hazzı yaşarken şımarmamak; acıyı yaşarken mahvolmamak = kendimizi mahvetmemektir.

Haz yaşanırken de acı çekilirken de sabır ve şükür gereklidir.

Kimi, yoğunluklu olarak hazla; kimi de yoğunluklu olarak acı ile imtihan olunur (denenir); kimi de neredeyse eşit miktarda haz ve acı ile... Meseleye böyle bakarsak, hiçbir insanın yaşam kalitesi eşit değildir, ama yine de bizler, birbirimizin çektiği acılarla; tattığı hazlarla (mutluluklarla) kendimizi mukayese ederiz ve “Ya Rabbi! bana niye bu kadar acı (= ıstırab/ızdırap) yaşatıyorsun?!.” deriz. Oysa, kalitemizi belirleyecek olan, bizim acı ve haz karşısındaki tutumumuz, durumumuz, duruşumuzdur. 

Burada, hiç kimse ama hiç kimse, ebedî haz ve ebedî acı yaşamıyor; bazen acının, bazen hazzın süresi ve yoğunluğu fazla (ya da az) oluyor. Yaşanan acıların ve hazların özgül ağırlıklarına göre toplamını alıp, bunları birbirlerinden çıkararak hayatımızın kalitesini belirleyemeyiz. Bu kaliteyi belirleyecek olan Rabbimizdir. Ancak O bilir, bizim acı ve haz karşısındaki tutumumuzu, durumumuzu ve duruşumuzu.

...

Öte dünya = âhiret algısı (= inancı) olmazsa, burada yaşanan acıların ve hazların bir karşılığı da, insan hayatının bir kalite değerlemesi (kalitesi) de olmaz. Burada ölçülen yaşam kalitesi sahte. Bu kaliteyi kapitalizm, buranın ölçülerine ve matematiksel (niceliksel) değerlere göre belirliyor; niteliği görmüyor. Oysa, acı ve hazzın değerini büyük oranda nicelik değil nitelik belirler. Sizin çektiğiniz acı ile benimki bir değil; sizin tattığınız mutluluk (= haz) ile benimki bir değil; acıyı ve hazzı herkes ayrı yoğunluklarda ve oranlarda tadar, yaşar ve herkesin hayat kalitesi buna göre belirlenir.

Cennetin de cehennemin de sayısız katmanları (dereceleri) var; herkes “aynı yere” gitmeyecek!. Cennet ve cehennem; Rızâ ve Gadab yoksa, bütün tadılan o acılar ve hazlar geçici ve anlamsız olur = kalır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM