ÖZGÜRLÜK ve KULLUK

Hürriyet ve İslâmiyet. 

Bu kavramlar nasıl bağdaştırılabilir?!. Düz Aristo mantığı, bunları zıt kavramlar olarak algılar. Bu mantığa göre bir insan, hem özgür hem de kul; hem hür hem de teslim olmaz; bu, bu mantığa (= klâsik Aristo mantığa) göre saçma. Kulluktan (kölelikten) kurtulunmadan özgür olunmaz; kulluk, özgürlüğe; özgürlük, kulluğa düşmandır. Hürriyet ve teslimiyette de aynı durum vardır. Hür adam, kimseye teslim olmayan adamdır; kişi, birine teslim olmuşsa ona hür denmez...

Bu dikotomiyi çözmek için şu sorunun cevabı verilmelidir. Herkesin hür veya özgür olması (= sınırsızca istediğini yapması) ne demektir, ne gibi sonuçlar verir/doğurur?!. (Dikotomi, bir bütünün iki parçaya bölünmesi demektir.)

...

Kulluk, özgürlük; özgürlük, kulluk olabilir mi?!. Aynı soru, hürriyet ve islâmiyet (= teslimiyet) için de sorulabilir. Hür adam, müslüman adamdır; müslüman, hür adamdır. Müslüman, tek Tanrı’ya teslim olan adamdır; tanrılar çoğalırsa, hürriyet zarar görür; çok tanrılı bir dünyada teslim (müslim/müslüman) olan adam, hangi tanrının emrine/sözüne itaat edeceği noktasında bocalar, şaşırır, zorlanır, kafası karışır, insanî bütünlüğü kaybolur, bölünür.

...

En mükemmel hürriyet, insanı yaratan ve onu mükemmel bütünlüğü ile yaşatan, onu parçalara bölmeyen (= şaşırtmayan, kafasını karıştırmayan, zor durumda bırakmayan) Bir Tanrı’ya teslimiyetle mümkündür.

En mükemmel özgürlük, insana bilme (öğrenme) ve seçme (tercih etme) hakkı vererek onu kendisinden başka hiç kimseye muhtaç etmeyen, bu konuda insanı kendi gibi ve daha aşağı kimselere muhtaç ve minnet eder durumda bırakmayan Bir Tanrı’ya kullukla mümkündür. Böyle bir kulluk olmazsa, ortalıkta kaos olur, anarşi olur, insan, insanı yer, vahşet kaçınılmaz olur. (Bknz. Leviathan. Thomas Hobbes.) Kâinattaki ve insanî (sosyal ve siyasal) dünyadaki düzen, ya kendi aralarında anlaşabilen insanlarla (= cemaat/ler, meclis/ler, devlet/lerle veya toplumsal sözleşmeyle) ya da bu insanların Tek Tanrı’ya teslimiyetleri veya O’na kulluğu kabul etmeleri ile mümkün. Çok tanrılı dinlerdeki düzen de, o tanrıların (ve onlara inanan insanların) kendi aralarındaki uzlaşı (= tanrılar sözleşmesi, uluslar sözleşmesi) ile ya da tüm tanrıların (o tanrılara inanan insanların) tek bir tanrıyı hâkim/otoriter tanrı kabul etmesiyle mümkün.

Tek Tanrı’ya (= Allah’a) kulluk dışındaki bütün özgürlükler, hürriyetler; kaos, anarşi, şiddet ve vahşet üretirler. Gerçek özgürlük, Allah’a kulluktur. Tek Tanrı’ya (= Allah’a) kul olmayan, her şeye (çook şeye) ve herkese kuldur ve muhtaçtır.

Bilene.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM