SAAT KAÇ?!.
Saat :
• Zamanı ölçen âlet.
• Kıyamet.
Kıyamet anlamındaki saat, zamanın sonu. (45/27.)
Saat yaklaştı... = “ikterabet-üs saah...” (54/1.)
Saat (ساعة/الساعة) Kitâb’ta 49 kez geçer.
Saat, Kitâb’ta bizim kullandığımız anlamıyla da geçer = “saat-en min-en nehâr”; ama bağlam, kıyamet sonrası bizim dünya algımızdır. O zaman, dünyada kalış süremizi, günün bir saati gibi algılayacağız. (10/45)
Saat, bize burada verilen sürenin (ecelin) de en küçük parçasıdır. O ecel geldiğinde (ömür sona erdiğinde) bu süre, ne bir saat ileri ne de bir saat geri alınır. (10/49) Bu saatler, nekradır; kıyameti belirten saatler ise ma’rifedir. 30/55’teki saatler, hem nekra hem ma’rifedir; ma’rife olan, kıyameti; nekra olan, eceli ifâde eder.
Muhtemelen buradan hareketle, saat : küçük saat (= insanın ölümü); orta saat (medeniyetlerin ölümü); büyük saat (= kıyamet) olarak gruplandırılmıştır.
Çoğu insan, saat dolunca (kıyamet kopunca) ne olacak (?!), sorusu ile ilgilenmez; ilgilenenlerin çoğu da meseleye dehrîler gibi bakarlar. “Derler ki : Dünya hayatından başka hayat yoktur. Ölürüz, yaşarız, bizi sadece zaman yok eder; (halbuki) onların bu konuda bilgileri yoktur, sadece zannederler.” (45/24)
...
Kaçımız, saate bakınca, küçük ve büyük kıyameti (= ölümü, hesabı, âhireti, saati) hatırlıyoruz?!.
...
Saat kaç?!. = Sizin saatiniz kaçı gösteriyor?!. Bir gün saat gelecek, bütün saatler duracak (= zaman sona erecek), kıyamet kopacak.
Saat yaklaştı... = “ikterabet-üs saah...” (54/1.), biz hâlâ oyalanıyoruz. Saatin, sadece kolumuzdaki âlet olduğunu zannediyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder